ya ne güzel bi gündü. koşturmaca içinde geçen ama çok güzel bi gündü.
üniversiteden bi arkadaşımı aradım bugün.
ben bu elemanı 3 aydır falan aramıyodum. bugün evde sıkıntıdan telefonu kurcalarken numarası gözüme çarptı, eşinin hamile olduğunu hatırladım, nasıl oldu, baba oldumu falan diye bi ariim dedim. telefon çaldı, açtı, daha ben "alo naber nasılsın" diyemeden "abi sonra konuşsak, bizimkinin sancısı tuttu, eve geçiyorum bende" dedi. "dur kapatma, yapabileceğim bişey varmı" dedim, "yok sağol, sadece dua et" dedi, kapattı aceleyle. geçen aylarda iş değişmişti, kredi kartı borçları falan vardı biriken, eşi de hamileliğin 3-4. aylarında işinden ayrılmıştı, arabayı falan satmıştı. bi an aklıma söylemese de maddi sıkıntısı olabileceği ihtimali geldi. en azından hamile eşiyle taksilerde koşuşturmalarına gönlüm razı olmadı. üzerimde eşofmanla atladım arabaya, yolda aradım hatta "geliyorum" diye. yok-mok dese de ikna olmadım. evi kısıklı tarafında zaten, ben vardığımda çıkmamışlardı. neyse atladık arabaya. eşinin annesi de vardı. hastaneye gittik. doğuma aldılar. çok anlamam ama işte "suyu gelmiş" muhabbeti dönüyordu. bana "sen gitsene, bekleme" falan dedi ısrarla. "yok abicim ya, evde bi işim yok" diye direttim. bilmem, hoşuma gitti onun o heyecanlı halleri, telaşlanışı. dua ediyordu durmadan. "allahım eşimi çocuğumu bana bağışla" diye. ben de türlü şebekliklerle gerginliğini almaya çalıştım. bi ara kantine gidip su, çay bişeler aldım rahatlasın diye. eşinin annesi daha rahattı. iki oğlundan 5 torunu varmış, sanırım tecrübenin verdiği rahatlıktı teyzemdeki. ben bile ondan gergindim. sonra haber geldi, bebek doğmuş. sağlıklı bi erkek çocuğu. o an öğrendim bende cinsiyetini. yolda o koşuşturma içinde sormak aklıma gelmedi. arkadaşın mutluluğu görülmeye değerdi. bi ara çekildi bi köşeye, ne dedi ne diledi bilmem ama gözleri yaşlı döndü. "para mara bişi lazımmı abi" diye ısrarla sormama rağmen, "hayır, yok valla var" deyince sustum. sonra da bana "çok sağol, ama git artık abi sen daha bekleme" diye diretince tamam dedim ve ordan ayrıldım eve geldim.
aslında hayatımda ilk defa böyle bi heyecana gözlerimle şahit oldum. içim bi garip oldu gerçekten. yani ben o durumda olsam nasıl olurdu diye düşündüm. kendimden bir parçanın ve sevdiğim insanın yaşam savaşı verdiği ama benim elimden bişeyin gelmediği bir durum olsa ne olurdu. çok fena olurdu eminim. :)
neyse tanrım çocuklarını onlara bağışlasın, vatanımıza milletimize iyi bir insan eylesin. ve isteyenlere de aynı mutluluğu yaşatsın. benim şuan böyle bi hayalim ve böyle ağır bi yükün altına girecek cesaretim yok ne yazıkki.
bu arada söylemeyi unuttum, bebeğin adı doğmadan önce hazırmış, çünkü zaten arkadaşım babasının adı düşünmüş. "ahmet" :) bunu öğrenince bi garip oldum. en yakın zamanda bebeği gidip görmek şart oldu. ahmeti o saf yanaklarından öpmekte.
üniversiteden bi arkadaşımı aradım bugün.
ben bu elemanı 3 aydır falan aramıyodum. bugün evde sıkıntıdan telefonu kurcalarken numarası gözüme çarptı, eşinin hamile olduğunu hatırladım, nasıl oldu, baba oldumu falan diye bi ariim dedim. telefon çaldı, açtı, daha ben "alo naber nasılsın" diyemeden "abi sonra konuşsak, bizimkinin sancısı tuttu, eve geçiyorum bende" dedi. "dur kapatma, yapabileceğim bişey varmı" dedim, "yok sağol, sadece dua et" dedi, kapattı aceleyle. geçen aylarda iş değişmişti, kredi kartı borçları falan vardı biriken, eşi de hamileliğin 3-4. aylarında işinden ayrılmıştı, arabayı falan satmıştı. bi an aklıma söylemese de maddi sıkıntısı olabileceği ihtimali geldi. en azından hamile eşiyle taksilerde koşuşturmalarına gönlüm razı olmadı. üzerimde eşofmanla atladım arabaya, yolda aradım hatta "geliyorum" diye. yok-mok dese de ikna olmadım. evi kısıklı tarafında zaten, ben vardığımda çıkmamışlardı. neyse atladık arabaya. eşinin annesi de vardı. hastaneye gittik. doğuma aldılar. çok anlamam ama işte "suyu gelmiş" muhabbeti dönüyordu. bana "sen gitsene, bekleme" falan dedi ısrarla. "yok abicim ya, evde bi işim yok" diye direttim. bilmem, hoşuma gitti onun o heyecanlı halleri, telaşlanışı. dua ediyordu durmadan. "allahım eşimi çocuğumu bana bağışla" diye. ben de türlü şebekliklerle gerginliğini almaya çalıştım. bi ara kantine gidip su, çay bişeler aldım rahatlasın diye. eşinin annesi daha rahattı. iki oğlundan 5 torunu varmış, sanırım tecrübenin verdiği rahatlıktı teyzemdeki. ben bile ondan gergindim. sonra haber geldi, bebek doğmuş. sağlıklı bi erkek çocuğu. o an öğrendim bende cinsiyetini. yolda o koşuşturma içinde sormak aklıma gelmedi. arkadaşın mutluluğu görülmeye değerdi. bi ara çekildi bi köşeye, ne dedi ne diledi bilmem ama gözleri yaşlı döndü. "para mara bişi lazımmı abi" diye ısrarla sormama rağmen, "hayır, yok valla var" deyince sustum. sonra da bana "çok sağol, ama git artık abi sen daha bekleme" diye diretince tamam dedim ve ordan ayrıldım eve geldim.
aslında hayatımda ilk defa böyle bi heyecana gözlerimle şahit oldum. içim bi garip oldu gerçekten. yani ben o durumda olsam nasıl olurdu diye düşündüm. kendimden bir parçanın ve sevdiğim insanın yaşam savaşı verdiği ama benim elimden bişeyin gelmediği bir durum olsa ne olurdu. çok fena olurdu eminim. :)
neyse tanrım çocuklarını onlara bağışlasın, vatanımıza milletimize iyi bir insan eylesin. ve isteyenlere de aynı mutluluğu yaşatsın. benim şuan böyle bi hayalim ve böyle ağır bi yükün altına girecek cesaretim yok ne yazıkki.
bu arada söylemeyi unuttum, bebeğin adı doğmadan önce hazırmış, çünkü zaten arkadaşım babasının adı düşünmüş. "ahmet" :) bunu öğrenince bi garip oldum. en yakın zamanda bebeği gidip görmek şart oldu. ahmeti o saf yanaklarından öpmekte.
:))))
YanıtlaSilçok güldüm yine suyu gelmiş felan:)))
allah sanada nasip eder inşallah o duyguyu yaşamayı baba olmayı.tarifi imkansız o hissin.her kulun tatması gereken bir mutluluk ebeveyn olmak.
lütfen göz göre göre bu hakkını yoketme!!
çok güzel birşey bu!! ve yaptığınız takdir edilir bir şey :)
YanıtlaSilben yeğenim doğarken, resmen heyecandan kalbim sıkışmıştı. hastanede gidicektim bian:D
şimdi 1 yaşında ve omuzuma alıp haftasonu sabahları markete gitmek gibisi yok onunla.=) zilli yüzünden ciddi baba olmak istiyorum. :)
Yaradan herkese nasip etsin!
YanıtlaSilAllah analı babalı büyütsün!Tebrikler:)
minik, kendimi bu haktan mahrum ettiğim konusunda haklı sayılabilirsin. ama şuan hayatımda hiç olmadığım kadar severken baba olmak arzusu belirmiyor içimde. küçük bebeklerini yürütmeye çalışan anne babaları gördüğümde içim bi garip oluyor ama bi erkeği seviyorken sırf çocuğum olsun diye de bi kadınla evlilik adı altında mantıklı bi bağ kuramam. neyse derin bi mesele. böyle cümleyle anlatınca bencilce görünüyor.
YanıtlaSilgümüşdiken, umarım çelişkilerin seni babaya olmaya kadar götürür. kendi bebeğini omzunda uyutursun, gezdirirsin.
noneless, amin. :)
uzaktan amca mı oldun yani :)
YanıtlaSilyok aslında coach, yani amca denecek kadar arkadaşımla bi kardeş yakınlığımız yok. ama iyi arkadaşız sadece.
YanıtlaSilyoksa kısıklıda yeni açılan alman hastanesindemi doğurdu :))
YanıtlaSilminik sen de herbişeyi biliyosun ama yok orda değil. özelde değil daha doğrusu.
YanıtlaSilorayı nasıl bilmem ayol sırf orda sezeryan olmak için inan bir tane daha doğurcam :))
YanıtlaSildehşet bi hastane.jübilemi orda yapıcam:))
2 tane az olmaz mı :)
YanıtlaSilşöyle 3-5 lazım :)
kaç tane olduğunun ne önemi var. allah hepsini analı babalı ve sağlıklı büyütsün :)
YanıtlaSilama hastanede jübile olayı güzelmiş. =)
doğumun jübilesi başka nerde yapılır ki???
YanıtlaSil:)))