15 Temmuz 2010 Perşembe

sadece "günaydın"

demiştim yoğun olacağım diye. oldum bile. resmen mesai yapıyorum. sevmem elimdeki işin yarım kalmasını. eve iş getirmekten de nefret ederim, bu yüzden biraz fazla kalıyorum ofiste. öyle çıkıyorum.

biraz yoğunluk birazda tereddütten dolayı aramamıştım şems'i sonra da unutmuşum. dün akşam aklıma geldi bi ara hava almaya çıkmışken aradım. açtı tok bir ses, kendimi tanıttım. şaşırdı, ben aramayınca günlerdir alındığımı kızdığımı düşünmüş. yüzüne vurmadım ama haksız da sayılmaz. evet kızdım üzüldüm. neyse kin tutamıyorum çok şükür. sıcak bir iki sözünden sonra aklımda bişey kalmadı. bu ara istanbul'a geleceğini ve tanışabileceğimizi söyledi. "olabilir" dedim, aslında can atıyorum ama hani belli edip yine yüzüme duvar gibi bi laf çarpsın istemediğimden ağır takılıyorum.

bugün de o aradı. sadece "günaydın" demek istemiş. :)
ben bu tür şeylere uzun süredir uzak kalınca garipsedim tabii, valla alıştırmasın hergün isterim sonra :))

bu arada tatil planımı da netleştirmeye çalışıyorum. beni motive eden bi planın halihazırda olması lazımki işler daha seri bitsin.

foto=carolradway.com

3 yorum:

  1. günaydın demeler, sms'lerle kısacık hatır sormalar, minik sürprizler. bunlar çok güzel şeyler ve insan kolayca alışabiliyor, demedi deme :)

    YanıtlaSil
  2. yeni bir Ahmet vakasıyla karşı karşıyayız.

    YanıtlaSil
  3. depresif ayu, evet insan alışıyor çabucak. ama alışacak düzeyde hergün sms yada telefon almıyorum henüz :)

    çilek, alemsin. yok yok, ahmet başkaydı. ben de değiştim aynı şeyleri böyle kolay hissedemem başkalarına hemen. rahatım o konuda.

    YanıtlaSil