dün çok geç uyudum, 10 gibi kalktım. kafam bi davuldu zaten. şu spor salonundan tanıştığım arkadaş aramış dün akşam. telefon sessizde kalmış farketmemişim. cevapsız çağrıyı görünce aradım. merak etmiş iyi olup olmadığımı öğrenmek istemiş sağolsun. tam telefonu kapatırken hiçde aklımda yokken "bugün bi işin varmı" diye sordum. "yok" dedi. benim evde birlikte kahvaltı yapmayı teklif ettim. olur dedi. gelirken simit pogaça da almış. bende çayı ve kahvaltılıkları hazırlamıştım zaten. birlikte güzel bi kahvaltı yaptık.
biraz işlerden konuştuk. sonra onun kız arkadaşıyla son durumunu sordum. "bitti" dedi. hani araları bozulmuştu ama toparlarlar diye düşünmüştüm. bişey diyemedim. ondan bahsetmemizden sıkıldı sanırım "sende bi gelişme yokmu" diyerek konuyu değişti. kem küm ettim "pek ciddi bişey yok" falan dedim. sonra fikrimi değiştirip konuşmaya başladım. izmirliden bahsettim aramızdaki yaş farkında rağmen hoşuma giden bi kız olduğundan falan. sonra şems'ten bahsettim. tabii benden bikaç yaş küçük dindar bi kız daha var diye anlattım. gülümsedi "dindar" deyince. hiçbişey net olmasada duyduklarına sevindiğini söyledi. o yalnız olma fikrine henüz alışamamış. "ne yapacağımı bilmiyorum. içimden bi ses onu bekle dönecek diyor. bi seste boşver önüne bak". ben tabi biraz şaşkın dinliyorum bunları. ve içimden "aslında tüm insanlar ne kadar benzer şeyler yaşıyoruz." diye düşünüyorum. arkadaş sıkıldı sanırım kasvetli sohbetten, "hadi bi film koyda izleyelim yada tavla oynayalım" dedi. tavlayı tercih ettim. hani iyiyimdir ama resmen dağıldım karşısında. bi de hırslandımki sormayın. gerildiğimi gördükçe o dahada neşelendi :)
akşama kadar oturduk. hatta birlikte akşam yemeği yapalım dedim ama yemeğe evde olması gerektiğini söyledi bende ısrarcı olamadım. ondan sonrada ben çıktım evden dışarıda yürüdüm, bi yere oturup yemek yedim. böyle dolu dolu ve beni yoran düşüncelerden uzak geçti bugün. düne göre daha iyiyim yani.
foto=flickr, dhammza
biraz işlerden konuştuk. sonra onun kız arkadaşıyla son durumunu sordum. "bitti" dedi. hani araları bozulmuştu ama toparlarlar diye düşünmüştüm. bişey diyemedim. ondan bahsetmemizden sıkıldı sanırım "sende bi gelişme yokmu" diyerek konuyu değişti. kem küm ettim "pek ciddi bişey yok" falan dedim. sonra fikrimi değiştirip konuşmaya başladım. izmirliden bahsettim aramızdaki yaş farkında rağmen hoşuma giden bi kız olduğundan falan. sonra şems'ten bahsettim. tabii benden bikaç yaş küçük dindar bi kız daha var diye anlattım. gülümsedi "dindar" deyince. hiçbişey net olmasada duyduklarına sevindiğini söyledi. o yalnız olma fikrine henüz alışamamış. "ne yapacağımı bilmiyorum. içimden bi ses onu bekle dönecek diyor. bi seste boşver önüne bak". ben tabi biraz şaşkın dinliyorum bunları. ve içimden "aslında tüm insanlar ne kadar benzer şeyler yaşıyoruz." diye düşünüyorum. arkadaş sıkıldı sanırım kasvetli sohbetten, "hadi bi film koyda izleyelim yada tavla oynayalım" dedi. tavlayı tercih ettim. hani iyiyimdir ama resmen dağıldım karşısında. bi de hırslandımki sormayın. gerildiğimi gördükçe o dahada neşelendi :)
akşama kadar oturduk. hatta birlikte akşam yemeği yapalım dedim ama yemeğe evde olması gerektiğini söyledi bende ısrarcı olamadım. ondan sonrada ben çıktım evden dışarıda yürüdüm, bi yere oturup yemek yedim. böyle dolu dolu ve beni yoran düşüncelerden uzak geçti bugün. düne göre daha iyiyim yani.
foto=flickr, dhammza
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder