23 Mart 2010 Salı

ey özgürlük

biraz önce annem aradı. istanbul'a gelecekmiş. kaçtır gel gel diyodum yarım ağız. bu defa kendi aradı gelicem dedi. ben aslında niye geleceğini biliyorum. annemle babam çok gereksiz bi konudan tartışmışlar, biraz soğukmuş evdeki ortam. ondan geliyor, biraz babam özlesin istiyor. hep derim annem zeki kadındır diye. babam gibi gençliğinde hayli yakışıklı bi adamı elinde tutmayı başarmış biri olmasıda bunun ispatı. gerçi bi onumu, hepimizi avucunda tutar. asla kendimizi boşta hissetmemize izin vermez. bu yüzden ne yalan söyliim, annemi babamdan daha çok seviyorum. yani kadın aklıma geldiği anlarda bile yüzüme bi sırıtma yerleşiyor. okkalı lafları, iyi niyetli sinsi halleri falan geliyor aklıma.

yarından itibaren evdeki ana konu benim evliliğim olacak. kadının henüz bizim mühendis kızdan haberi yok. aramızdaki yakınlığın nereye gittiğini görmeden anneme söylemeyede niyetim yok. hemen beni tanıştır diye başıma biner. uğraşamam valla. kendimi özgür hissetmeyi seviyorum. özgür derken, yani bi konuda kararlar alırken özgürlük kasdettiğim. çünkü baskı altında kalıp aldığım herşey sonradan pişmanlık veriyor bana.

foto=flickr, julian mommert

5 yorum:

  1. he he gerçekten baskı altına girmeyi sevmiyormuşsun anladım.

    YanıtlaSil
  2. seninle röportaj yapmak istesem kabul eder misin?

    YanıtlaSil
  3. selen, sopalar başıma inmeye başladı zaten :)

    kremkaramel, senin röportajlarını ilgiyle okuyorum. ama beni bu kapsam dışında tutmanı istesem kırmış olmam demi? anlayışın için teşekkürler şimdiden.

    YanıtlaSil
  4. Peki Paşam, teklif var ısrar yok. Amacım sadece kafan dağılsın ve biraz gülümse diyeydi.

    YanıtlaSil