dün gelmedi arkadaşım. bugün ben aradım artık. "nasıl oldun" gibisinden. "bak akşam bekliyorum. yalnız gelmeden bi ara" dedim. yarım ağızla "bakarız" dedi. ben spor salonunda iken aradı. sesi yine her beni arayışında olduğu gibi telaşlı. "gece gelsem olurmu" dedi. "yok ya, istediğin zaman gel" dedim. programımı hızlıca uygulayıp kaçtım. hatta benim masa tenisi partnerim bankacıyı bile ektim. ayıp oldu onada. bi de kurtlar gibi acıkmışımki. nadiren böyle bu kadar acıkırım spordan sonra. yinede hafif bişeyler yaptım kendime. salata. üzerinede biraz ton balığı. yedim bi güzel ama kesmedi, bide üstüne çikolatalı gofret götürdüm. şimdi iyiyim. müzik dinliyorum. o da daha gelmedi, gerçi istediğin saatte gel demiştim. şimdi arayıp geliyormusun diye sorsam, geleceği varsada vazgeçer. neyse bekliim biraz daha, olmadı uyurum en geç yarım gibi.
bu arada bizim mühendis kızla konuştuk. iş değiştirmeyi düşünüyor. aslında gayet isimli cisimli bi yerde çalışıyor ama tabi vardır kendince bi bildiği. çok sebeplerini sormadım, sorgular gibi olmasın diye. umarım onun için en güzel ihtimal gerçekleşir. bilemiyoruz biz sonuçta. bazen bişeyi çok istiyoruz ama sonu kötü olabiliyor. iş konusu böyle, aşk konusu böyle, her konu böyle. babaannem "herşeyin hayırlısı" derdi hep bana. bende bazen öyle diyorum. bunu demek içimi rahatlatıyor aslında.
bu arada ben msn ve gmail chat olaylarına son verme kararı aldım demin. sanırım ben aylardan sonra uyum sağlayamadım bu anında mesajlaşma olaylarına. hele blog tuttuktan sonra içimde biriktirip yazmaya iyice alışmışım. o yüzden kırıcı olabiliyorum online iken. ya kendimi ifade edemiyorum, yada yanlış anlaşılabiliyorum. hatta haddimi bile aştığım oluyor. en iyisi yeniden "publish post" tuşunun arkadasına saklanmak. en iyisi yazılı iletişimin diğer ucunda sıradan bi biseksüel kalmak sanırım.
foto= flickr, mr.kael
bu arada bizim mühendis kızla konuştuk. iş değiştirmeyi düşünüyor. aslında gayet isimli cisimli bi yerde çalışıyor ama tabi vardır kendince bi bildiği. çok sebeplerini sormadım, sorgular gibi olmasın diye. umarım onun için en güzel ihtimal gerçekleşir. bilemiyoruz biz sonuçta. bazen bişeyi çok istiyoruz ama sonu kötü olabiliyor. iş konusu böyle, aşk konusu böyle, her konu böyle. babaannem "herşeyin hayırlısı" derdi hep bana. bende bazen öyle diyorum. bunu demek içimi rahatlatıyor aslında.
bu arada ben msn ve gmail chat olaylarına son verme kararı aldım demin. sanırım ben aylardan sonra uyum sağlayamadım bu anında mesajlaşma olaylarına. hele blog tuttuktan sonra içimde biriktirip yazmaya iyice alışmışım. o yüzden kırıcı olabiliyorum online iken. ya kendimi ifade edemiyorum, yada yanlış anlaşılabiliyorum. hatta haddimi bile aştığım oluyor. en iyisi yeniden "publish post" tuşunun arkadasına saklanmak. en iyisi yazılı iletişimin diğer ucunda sıradan bi biseksüel kalmak sanırım.
foto= flickr, mr.kael
iyi etmişing. ben çoktan vazgeçmiştim, uzun süredir kullanmıyorum o programları. adlarını bile unuttum :) msnsiz hayat daha güzelll :)
YanıtlaSilçok iyi yapmışsın
YanıtlaSil