28 Mart 2010 Pazar

her yol mevlana

baskı bende hata işleme isteği uyandırıyor, buna artık eminim.

bugün annemin alışveriş yaparken bile tezgahtar kızlara bakışı, yemek yediğimiz lokantada topluca yemek yiyen kızları süzüşü değil bende baskı yaratan. ilk defa bugün hissettim bizim mühendis kızın hafiften beklenti içine girdiğini. gerçi bunun olacağını bile bile onunla iletişime devam ettim, neden korkuyorum bilmiyorum. kızla bowlinge gittik, inanılmaz eğlendim güldüm. bi ara annemin geldiğini söyledim. tanışmak istediğini söyledi bi anda. yani ondan beklemiyordum böyle bişey. beni bile hala tam tanımazken annemi tanımak istedi. gerçi ne bilsin bi bekar kızı tanıştırmamın annem için önemini. hem kızın ailesi tüm kapılarını bana açmışken benim bu tereddütüm biraz terbiyesizlik.

bende kaçış sendromu gibi bişey oluyor bu durumlarda. bi yandan yalnızlıktan yakınırken biyandanda ömür boyu yalnız kalmak istiyorum sanki. kendimi bile tanımıyorum bazen. mesela bu akşam ahmet'le tanıştığımız siteye üye oldum. sadece millet ne alemde diye bakmaktı niyetim. yine aynıydı herşey. çıplak profil resimleri, östrojen fışkırmış profiller falan. sadece bir profil farklıydı diğerlerinden, okununca düşündüren cinstendi. uzun uzun okuduğum yazdığı kısa ama anlamlı satırları. sonra özel mesajdan selam verme cesareti gösterdim. profilim bomboş olduğu için cevap dönmedi. sonra kısa bi açıklama ile msn adresimi yazdım özel mesajdan. ekledi ve ne istediğimi sordu. "hiç" diyebildim. tam beni silecekken "silme lütfen, konuşalım" dedim. profilinde mevlana'ya ilgisi olduğunu okumuştum. mevlana, şems, sevgi hakkında konuştuk biraz. çok etkilendim anlattıklarından. bana başka bir bakış penceresi açtı bi saatlik sohbet içinde. ben daha konuşmak daha doğrusu yazışmak istiyordum ama o izin istedi çıktı.

bi yandan annemin soyup soyup ağzıma tıkıştırdığı meyveleri yerken bi yandanda onun söylediklerini düşünüyorum şuanda. garip ama hayatıma sevgili yada arkadaş olarak giren son 4 insanında ortak yönleri mevlana olduğunu farkettim. ahmet, mühendis kız, gizemli, hayranı olduğum blog yazarı. şimdide yeni msn arkadaşım şems. sanırım birşeyler beni çekiyor mevlana'ya doğru. hemde ben kaçmak istedikçe. din veya tasavvufun içine girince kendimden nefret etmekten korkuyorum. ama dediğim gibi elimi nereye uzatsam mevlana ismini duyar oldum. sanki ondan öğrenmem gereken şeyler var gibi. sanırım kaçmamalıyım. hatta içine girmeliyim o dünyanın. korkmadan, düşünmeden yapmalıyım bunu. evet yapmalıyım.

foto=deviantart, ~ezrak

2 yorum:

  1. sana bişi sölim mi ali????
    bak seni aylardır okuyor,yorum yapıyor bazan kızıp bazan gülüyorum.ama sen ciddi ciddi kaşınıyosun !!!!!
    tam hayatın düzene giriyor bunu tepe taklak yapmak için bişiler arıyorsun ve ne yazık ki buluyorsunda.
    ne istediğimi sende bilmiyorsun.sana yardımcı olmak isteyen yol göstermek isteyen insanlarıda yok sayıyorsun.
    ne diye üye oldun o siteye şimdi??
    2.yazından sona o adamla olan aşkını okuruz artık.
    sen ne aradığını biliyor musun??

    YanıtlaSil
  2. selen haklısın kaşındığım konusunda. belkide rahat batıyor bana. ama şu da var. insan ne istediğini bilmek zorundamı. heleki herşeyin net çizgilerle belli olduğu bi dünyada bunu tanımlamak zorundamı insan. ben daha önce yazmıştım huzur arıyorum diye. ahmet'le dostluk boyutunda bunuda yakalamıştım aslında. huzur içinde güven, güven içinde huzur durumları. kısa vadede bunu tekrar yakalamam zor. bi de şu var. yani değişken gibi görünsemde aslında kendi içimde sabit bi yanım var. bu son iki yılda oturdu iyice. bu tür şeyler ani kararlarım aklımı eskisi kadar bulandırmıyor. daha netim sanki. ne istediğimi bilmesemde ne istemediğimi biliyorum ve o tür şeylerden uzak duruyorum. bu da beni sevindiriyor.

    yinede bigün dayaklık olunca kendimi sana ve anneme teslim edicem. bi güzel dövünde aklım başıma gelsin :)

    YanıtlaSil