25 Şubat 2012 Cumartesi

bi-seks-üel


yazacağım dedim ama yazamadım.ama sanırım bi şekilde anlatmam ve yükümü hafifletmem lazım.

ben istanbul'a dönmeden bikaç gün önce korktuğum haltı yedim. hem de iki kere. yani iki ayrı akşam. nasıl yaptım bunu bilmiyorum. aklım mantığım olmuyor ilkinden pişmanlık duymadan bi sonraki akşam yeniden aynı şeyin olmasını. kaç gündür acaip rahatsızım kendimden, kendi kendime söylenip duruyorum. istanbul'a gelip ona ilk sarıldığımda da şuanda da o utancı taşıyorum.

aslında belliydi böyle olacağı. kızın tavrından benim yüz vermemden içkiyi fazla kaçırmamdan. şimdi tek yaptığım susup unutmaya çalışmak. 
asıl zor olan şu.. birini severken aldatabildiğimi öğrendim. bu konuda kendime çok güvenen biriyim normalde. ama anlamadım gerçekten geldiğim noktayı.

şunu da farkettim. bedenim kadın tenini kadın vucudunu özlemiş. çünkü iki akşam da basit bi seksten fazlası oldu. bu hep korktuğum şey zaten hayatımda. hatta arada derece kalmama sebep olan şey bu. bir kadınla iken erkek tenine duyacağım özlem yada tersi durum yani şuanki durum. çok isterdim ya tamamen heteroseksüel olmayı ya da tamamen homoseksüel kalmayı, kadınlara hiçbirşey hissetmemeyi. hani "biseksüel diye bişey yoktur" diyenlerin haklı olmasını çok isterdim.

genel konulardan kendime döneyim ben. neyse ne artık. olan oldu bi kere. bi şekilde aklımdan çıkarmam lazım kızı ve yaşadıklarımızı. hoş yakında tekrar oraya gitme durumum yada oradaki ekibin gelmesi ihtimali var ama bundan sonra daha dikkatli olacağım. hem mutluluğumuzu bozacak bişey olsun istemiyorum artık. yeterince üzüldük geçen bikaç ay içinde zaten. 

23 Şubat 2012 Perşembe

eve dönüş

geldim

yaşasın, sonunda evimdeyim. istanbul'dayım.
yakışıklı sabah geleceğimi sanıyor, uykusunu bölmemek için söylemedim.

neyse, dinleneyim ben. anlatacağım şeyler var aslında.
ama yarın artık.

18 Şubat 2012 Cumartesi

sıkıcı günler

selam herkese

ani oldu. yaklaşık bir haftadır uzaklardayım. sevgililer günü de dahil buna. hani çok önemsediğimden değil o günü ama yakışıklı ile olmak güzel olurdu. durmadan öpüşen, elinde kırmızı gül yada benzer şeyler taşıyan çiftler görmek hiç iyi gelmedi. kendimi zor attım otele. uyudum.

yoğun geçiyor günler. akşam otelde de çalışıyorum. bu arada çalıştığım ekipten biri, bi bulgar kız. garip bi yakınlaşma oldu iki gündür. hani dün akşam yemekten sonra çağırsam benle otele gelecek gibi olduk diyeyim. umarım yanlış bişey yapmam. hem zaten sevgilimi çoook özledim. gözümde tütüyor.

neyse, bugün bi yerlere kaçayım diye kalktım erkenden. biraz nefes almış olurum. hoş, yakışıklı olsa daha güzel olurdu ama. artık sonra ayrıca bi tatil yapacağız zaten. onun da takvimi netleşti zaten. dönüşte konuşacağız. burası dışında heryere giderim ben :)

9 Şubat 2012 Perşembe

stres, korku, endişe


biliyorum, kaba davrandım çocuğa.
ama bunca şeyden sonra tekrar mutlu olmayı başarmışken bunu gölgeleme ihtimali olan bişey bile beni çılgına çevirdi. bi de gizemli konuşma çabası tuz biber oldu. biraz empati yapınca onun da benim kadar risk aldığını gördüm. tabii artık out biri değilse. tanıştığım zamanlarda değildi enazından.

dün tekrar bi mesaj atmıştı. özür dilemiş, amacının rahatsızlık vermek olmadığını belirtmiş. ben de cevap yazdım bu defa. ben de özür diledim ve gerilme sebebimin hayatımdaki düzeni, huzuru muhafaza etme çabamdan ve bunun bozulması korkusundan kaynaklandığını yazdım. anlayışla karşıladı ve açıklamam için teşekkür etti son mesajında. ben bi daha da cevap yazmadım muhabbet uzar gider diye. 

şimdi biraz daha güvende ve rahat hissediyorum kendimi. 
ama acaip yorgunum bikaç gündür. dün tansiyonum falan düştü işte, eve erken geldim. sonra sevgilim geldi, yemek yaptı :) kendime gelince de evde çalışmaya devam ettim :)) 

7 Şubat 2012 Salı

rahatsız

sonunda tanıştık facebook'tan mesaj atan arkadaşla.
bugün akşam online oldu. ilk o selam versin diye bekledim. kısa konuştuktan sonra hemen hatırladım kim olduğunu. arkadaşımın da akrabası olduğunu öğrendim. 

neden bana yazma ihtiyacı hissettiğini sordum. aslında uzun zamandır profilime baktığını ancak cesaret bulup yazdığını söyledi. benimle ilgili pek soru sormadı. sanırım profil ayarlarım pek bi açıkmış millete. facebook, linkedin ne var ne yok okumuş incelemiş. o söyledikçe gerildim ben. dayanamayıp "peki ne istiyorsun benden, amacın nedir" diye sordum."hiç" dedi. bu cevapla gerginliğim geçmedi tabii. sonrasında susup bişey de yazmayınca iyice fitil oldum. "hiç ise bi daha da rahatsız etme" dedim, silip engelledim. 

aslında sert çıkıştığım için biraz korkmadım değil, tanımam etmem adamı. tensel bi münasebetimiz ve sonrasında da biraz sohbetimiz olmuştu o zaman.güvenilir biri gibi ama aradaki insan en sevdiğim iş arkadaşlarımdan biri olunca insan "acaba" diyor. neyse, adam umarım anlamıştır niyetimi. saygı duyar ve bi daha rahatsız etmez beni.

4 Şubat 2012 Cumartesi

arkadaşımın arkadaşı


facebook'ta profilim var normalde. sadece arkadaşlarıma açık ama sanırım arkadaşlarımın arkadaşları da görebiliyor bazı bilgilerimi. hatta kısıtlamaları doğru yapmadığım için paylaşmak istediğimden fazlası açıkmış onlara da. 

evvel akşam biri mesaj yollamış. "merhaba" demiş ama sonra "seninle yıllar önce tanışmıştık" yazmış. üstü kapalı laflarından anladığım biz bununla nette tanışmış hatta birlikte olmuşuz. biraz sitem bile yapmış. şaşırdım epey. tırstım da. çünkü ortak arkadaşımız işyerinden yakın olduğum biri.

asıl sorun böyle bişeyi biri neden yapar. tanıdın madem, ne diye böyle bi mesaj yazma ihtiyacı hissedersin. bi de ben bu çocuğu hatırlayamadım. biraz uzaktan çekilmiş bi gözlüklü resmi var ve başka fotoğraflarını da göremedim. cevap yazmadım önce ama dün akşam dayanamayıp kim olduğunu öğrenmek için mesaj yazdım. msn adresini vermiş cevap olarak. ekledim dün gece. ama henüz kabul etmedi sanırım. açıkçası biraz merak biraz da korku içindeyim. neyse online olsa da konuşsak, derdi neymiş anlasam.

1 Şubat 2012 Çarşamba

uykusuzluk


artık eskisi gibi rahat değil, geceleri yanımda kalamıyor. bu yüzden en çok ona sarılıp uyumayı özlüyorum. hatta bu özlemek işi bazen beni de uyutmuyor. bu gece öyle oldu mesela. yatağa girdim onbir buçuk gibi. ama kendimi çok yalnız hissettim. onu uyandırmak pahasına aradım, uykulu uykulu sesini duydum. hatta "beni çok mu seviyorsun" gibi cevabı belli ve biraz saçma sorular sordum, iki üç kez cevaplattım. uykusu tam kaçmasın diye de uzatamadım, kapadım. cep telefonumu masaya bırakırken, resimlerine bakmak geldi aklıma. telefondaki fotoğraflarına baktım. biraz hüzünlendim, bazılarına da güldüm. 

iyi mi hissettim bunları yapınca. ııı ııhh. b.k gibiyim. şuanda dünyanın biraz daha adil bi yer olmasını isterdim. sadece bu sevdiğime sarılıp uyuma mahrumiyetim için bile olsa bunu isterdim.

foto=tumblr.com