23 Nisan 2014 Çarşamba

akışına bıraktım

yine bir ayı geçti, son olanlardan sonra biraz sessiz kalmak istemiştim. biraz kendimle kalmak da denebilir. 

italyan'la iletişimimizi tamamen sonlandırmaya çalıştım. whatsapp'dan bişeyler yazdı, yazdıklarını yanıtlamadım, aramalarına da dönmedim. o sırada işyerinden genç bir arkadaşla yurtdışı iş gezim oldu. ona çok yakın bir şehirde kaldık bir hafta. buna rağmen sessizliğime devam ettim, görüşelim konuşalım falan demedim. işlerimiz bitince, döndüm istanbul'a, hemen akabinde memlekete gittim birkaç gün. sonrası inanılmaz yoğun iki hafta yaşadık. sabah 6da ofisten çıkacak düzeyde bir yoğunluk. sonuç ekibimin özverisiyle umduğumdan daha güzel oldu. gerçi uzun yıllardır böyle bir tempoda çalışmadığım için vücudum tepki verdi, hastalandım biraz. ilaçlarla hızlı topladım falan.

geçen hafta yine aynı yere toplantı için gitmiştim. bu defa yalnızdım, ama kafam daha rahat halde. niye bilmem ama whatsapp'dan ona lokasyon bilgisi paylaşıp yakın olmak istediğimi söyledim. sanırım tamamen vazgeçince ben de oluşan rahatlıkla yaptığım işlerden biriydi. yakışıklı ile kanka moduna dönüşen ilişkimizde de böyle şeyler oldu. 

birşey yazmak yerine aradı, bu defa açtım telefonu. konuştuk biraz. anlattıklarından sonra fazla sert bir tepki verdiğimi farkettim. bir sonraki akşam için yemekte buluştuk. eski sevgilisinin tekrar ona yakınlaşma çabası, onun tepkisi, şuanda aralarında ne olup bittiği. herşeyi konuştuk. hatta ben de duruma benziyor diye yakışıklı ile yaşadıklarımı anlattım sonu yoksa bitirmenin en hayırlı olduğunu demeye çalıştım. tabii bunu anlatırken bi beklentim yoktu. 

bana onu hayatından çıkaramayacağını ama eski şekilde de birşey olamayacağını söyledi defalarca. beni ikna etmek ister gibiydi. ben kimsenin duygularını kısıtlayan bir tavır içine girmemek için tepkisiz kaldım. tek diyebildiğim "senden çok hoşlandım ve seni tanıdığıma çok memnunum" oldu. yemekten çıktık, otele beni bırakırken arabada elimi tuttu sıkıca. sonra sarıldı, boynumdan öptü. o ana kadar normal bir arkadaş görüşmesi modum dağıldı. karşımda herşeyiyle aşık olunacak birine çok bile dayanmıştım. tam "odama çıkalım" diyecektim ki; telefonu çaldı. o konuşurken ben de duruldum. telefonunu kapatınca vedalaşıp arabadan indim. 

iki gün sonra tekrar görüştük. beni daha önce hiç duymadığım köy gibi bir yere götürdü. sanırım şimdiye kadar içtiğim en iyi şarabı tattık birlikte. hatta fazlaca tattım sanırım :) çok güvendiğim iradem zayıfladı, duygularım güçlendi. o arabada yine elimi tutup bana sarılması ile onunla sevişmeye başlamam bir oldu. hayatımın ilk arabada seks olayını yaşadım. sonrası benim otele geçtik, tekrar seviştik. sonra da sarılıp uyuduk. 

sabah ben toplantıya o işe geç kaldık haliyle. tüm gün onu düşündüm. adamı kafamda tam bitirmiş iken olanlara bir anlam vermeye çalıştım. günübirlik birşey olduğuna inanmaya çalıştım. akşam otele geçerken aradı yine, otel girişinde beklediğini söyledi. sanki kendimle kaldığımda düşünüp alacağım kararları hisseder gibi beni yalnız bırakmak istememişti. eşyalarımı odama bırakıp, kıyafetlerimi değişip bindim arabaya. evine geçtik. arkadaşları vardı evde, yemek falan yapılıyordu. daha önce tanışmadığım bi kız da gelmişti. garip bi ortamdı :) yarısı italyan, iki fransız, bi ingiliz ve bi de türk. selfie'miz bile var :)

çok geç vakitlere kadar kalamadım. sabah erkenden uçuş olduğu için otele dönüp eşyaları toplamam gerekiyordu. çıkmak için izin istedim milletten, italyan kendi bırakacağını söyledi. milleti evde bırakıp, çıktık bi on dakika sonra. ben otelin önünden geri dönecek diye beklerken, benimle uyumak istediğini söyledi. çıktık odama, sonrası malum. sanırım bir buçuk saat uyuyabildik sadece. hatta havaalanına zor yetiştik. pasaport geçişe kadar beni izledi. ben de onu. hatta sıradaki bi türk bayan olayı çaktı sanırım, gülümsüyordu bana ve ona bakarak. 

döneli 5 gün oldu. adama karşı hislerimin ne olduğunu ya da ne olması gerektiğini sorguluyorum 5 gündür. sonuçta arada kocaman bir mesafe var, kültür farkı var, vesaire. bu arada hergün yazışıyor ve konuşuyoruz. 

geleceğe dair kafamda çok bir soru yok. öyle ya da böyle yaşadığımı farkettim. biri olsa da olmasa da hayat devam ediyor. onunla ilgili de çok bi beklentim yok. sanırım arada yaşadığımız şey benim ona karşı duyabileceğim hislerimin eşiğini düşürdü. belki iyi de oldu. onun tarafında durum ne bilmiyorum. ama sürekli aklındaymışım gibi geliyor. her anını paylaşmak için birşeyler yazmasından fotoğraflar paylaşmasından öyle anlıyorum. 

aslında herşeyi irademle kontrol etmekten sıkıldım ben de. o nedenle onunla aramızda olanları akışına bıraktım gibi birşey.