ne haftasonuydu ama. bu haftasonunu full birbirimize ayırdık. gezdik o soğukta, o çiseleyen yağmurda. nerdeyse tamamını gezdik istanbul'un ve bi yığın fotoğraflar çektik. hem bizim, hem milletin hem istanbul'un. ayaklarımıza kara sular inince de döndük yuvamıza. ilk defa 3 gece aynı yüze bakarak uyuduk uyandık. aynı yatakta. aynı bedene sarılı şekilde.
ben hayatım boyunca böyle sağlıklı ve stabil bi mutluluk yaşamamıştım. en önemlisi de mutluyken bu mutluluğun biteceği korkusunu bu denli içimden atmamıştım. o yüzden her açıdan iyiyim ve sanırım bu konuda yakışıklıya minnettarım. eğer o biraz empatik olmasa, bazen alttan almasa ben çok ileri götüremezdim bu aramızdaki şeyi. adam bişey yapıyor bazen, bişey söylüyor, sanki o an o şey olsa yada o şey söylense mutlu olacakmışım gibi oluyor. yok, bilip hissedip mi yapıyor yoksa sırf o söyledi o yaptı diye mi ben öyle hissediyorum anlayamadım. anlamak da değil mesele, mutluyum ya, huzurluyum ya bana yetiyor.
artık ne ahmet'in sorunları beni yıpratır, ne geçmişten bi başkasının.
çünkü ben bugüne kadar karşıma çıkan en sıradan insana dahi elimden gelen en iyi şekilde muamele etmeye çalıştım. belki başardım belki başaramadım, bilmiyorum. ama bunun için çabaladığıma eminim enazından. bu da benim müsterih olmam için yeterli bi sebep.
dediğim gibi, mesele anlamak-müsterih olmak-küsmek-barışmak değil. mesele mutlu olmak, umutlu olmak. ben hayata karşı mutluyum ve umutluyum. hiç olmadığım kadar. karşılıksız yada biten umutların ardından üzülüp umutlanmayacak kadar.
bi önceki cümlelerimi kırıcı olmayacak şekilde kurmaya çalıştım. ama benim de bir insan olduğumu, hiç değilse bi gururum ve kalbim olduğunu, dolayısıyla bana ait bir hayatın olduğunu, bu hayatın akıp gitmesinden ötürü telefon çağrılarına dahi cevap verilmeyecek sıradan biri olmadığımı birilerine söyleyecek başka bi ortamım ve hitap şeklim kalmadı geriye. umarım başka hayallerin peşine düşüp beni umutlarımla hayallerimle çaresizce ortada bırakanlar özür dilemek yerine hesap sormaktan, kızıp küsmekten vazgeçer, kendi sorunlarına yoğunlaşırlar.
off neyse uzatmiim, yoksa cidden kırıcı olacağım.