13 Ağustos 2023 Pazar

iyileşmek, sosyalleşmek

normalde az çok kişiliği oturmuş biriyimdir. hata yapmaktan, risk almaktan korkmam. hatta aynı hatayı defalarca yaptığım da olmuştur :) herşeye rağmen kendimi severim ("canım kendim").

değiştirmek ya da daha doğrusu iyileştirmek istediğim taraflarım yok mu? var tabi ki herkes gibi. ama bunu böyle zamana yayan, hatta bazen (çoğu zaman) oteleyen biriyimdir. birşey oldu bu son çocuktan sonra, değişik birine dönüşüyorum gibi geliyor. iyi yönde bu değişim. az daha keskin olmaya başladı tavırlarım günlük hayatımda bile. üstelik bunun meyvelerini anında yiyince hoşuma da gitmeye başladı böyle olmak. bakalım devam edecek mi?

dün akşam bi date yaptım ve uzun süredir gülmediğim kadar güldüm. bu kadar keyifli yüzyüze muhabbetleri özlemişim. o kadar keyif aldık ki muhabbetten niye buluştuğumuzu unutmuşuz iki saat sonunda. garson iki de bir gelip birşeyler sorsa da, iki de bir gül satan adamlar -evet burda da varlar- yanımızda bitse de muhabbet tam gaz devam etti. hatta sonrasında keyifli bir old cıty turuna dönüştü. sonra uber e atlayıp herkes evine dağıldı.

dürüst olayım; o da ben de başka ihtimalleri düşünerek buluşmuş olsak da olabilecek en güzel olasılık gerçekleşti. bu keyfi gecelik bir şeye kurban etmedik ve yakın zaman da buluşma sözüyle ayrıldık.

bakalım bir sonraki nasıl geçecek!

9 Ağustos 2023 Çarşamba

ben böyle güzelim, falan filan

yaşadığım şeylere bir isim vermek zorunda kalsam bu olurdu.

yani benim türkle gelecek planları yaparken bir süre trye gideceğini öğrendim. benim için o vıcık vıcık gay ortamlarını bırakmış olsa da, böyle daha mutlu olduğunu söylese de için için yine eski ortamını aradığını biliyordum. birkaç ay süreceği için özlem de olacaktı. iyi kötü burada iki üç haftada bir git gel yapıyorduk.

neyse bu gitti, ilk haftalar iyi. sonra sosyal hesaplar aktif edildi, yine aynı b.k çukurundakilerle buluşuldu falan. ee ben kıskanç biriyim. tabii ki kimsenin sahibi değilim ama düşüncelerimi de ifade ederim. sanırım ortamın verdiği gevşeklik ve mükemmel arkadaşlarının onun ilişkisine olan desteği sayesinde atarlı bir iki remote kavga oldu. sonrasında geldi bitirmek istediğini söyledi. ben sakin olmasını söylesem de ikna edemedim. 'varlığım bile ağır geliyormuş', 'seni kendimden koruyorum' falana geldi muhabbet. tercih hakkım olmadan terkedildim bir kaç hafta içinde hatta bloklandım. neymiş kavgada ağzıma yargılayıcı bir cümle almışım. neyse, çok zor bi iki hafta geçti. canın açıyor ama böyle bir duruma düşüp canın acıdığı için de canın yanıyor. şaka gibi recursive bir döngü. neyse ben hayatıma devam etmeye çalıştım, edebildiğim kadar. bunların hepsi bir ay içinde oldu.

sonra bi mesaj, 'evdeysen yarın eşyalarımı almaya geleceğim'. evdeyim dedim. birkaç kıyafeti vardı burada, gelip alsın dedim. hatta bi ara bir arkadaşımdan rica edeyim, o açsın kapıyı diye düşündüm. neyse son karar, ben durayım dedim. ağzıma tıkadığı üç beş sözü söyleme hakkım olur bari diyerekten.

geldi beyefendi, yüzü yerde. onun halini görünce bende ki revenge speech isteği falan yok oldu. sanki cezasını çekiyor gibi bir hali vardı. eşyalarını koydu valize sonra gelip yanıma oturdu. sessiz sessiz duvara bakıyoruz. film sahnesi gibi. sonra ben bozdum sessizliği. 'şöyle ne diyeceksen' diye. nefes alıp vermeleri sıklaştı, doldu doldu, zor tutuyor kendini, belli. elimi omzuna atmamla başını dizime koyup hüngür hüngür ağlaması bir oldu. dakikalarca ağladı. 'geçti tamam geçti' deyip sarılmaktan başka bişey yapamadım. şu getirdim sonra, hızlı bi kahve bisküvi falan koydum. başladı anlatmaya yediği bokları ve gerekçelerini. 'kaybolmuşmuş, kimse yardım etmemişmiş' falan filan. 'eee ne istiyorsun' dedim. 'beni affet' diyor.

şaka mısınız? sizi sayıyla üretip, tedavi olasınız diye bana mı yolluyorlar. ben niye sizin gibileri bulup bulup hayatıma koyuyorum gibi düşünceler geliyor gidiyor kafamda. ondan çok kendime kızgınım. her ne kadar kartları açık oynamış olsak da; 'bak beni ve o gereksiz insanları aynı dünyada tutamazsın' diye söylemiş olsam da, o 'ben de yoruldum o insanlardan dünyalardan, sadece zararlar' demiş olsa da en başlarda, insanın oturmuş fıtratından çok da öteye gidemeyeceğini bilen biriyimdir. yani beklediğim şeyler oldu ama beklediğimden daha hızlı oldu. tabii küçük bir umudum da vardı hayat tarzının aldığı kararlarla değişebileceğine dair, ama olmadı. neyse, sonuçta insanız. herşey bizler için.

bana yapılmış tarifsiz saygısızlığa, ve benim hislerimin üç hafta boyunca yok sayılmasına rağmen vicdanımla hareket ettim. dinledim o kısa sürede kaç kişiyle kaç kere seviştiğini, ama geri dönmek istediğini falan.

ona sadece 'psikolojik destek al. dün "seni çok seviyorum iyi ki hayatımdasın iyi ki karşıma çıktın" dediğin birine iki gün sonra "bitirelim (daha doğrusu bitireyim)" demek ve bir hafta sonra da başka bedenlerde kendini tüketmek normal değil.' diyebildim. allah bana gerçekten peygamber sabri vermiş, ona emin oldum. benimkisi gereksiz iyilik. beni günlerce anlamsız bir sebepten üzmüş 'git b.kunda boğul' denmesi gereken birine hala empati ve vicdanlı sözler hareketler. sanırım o güne kadar ben onu hala seviyordum. ama o an içindeki sevgi acımaya dönüştü. yani sokakta gördüğün mendil satan çocuğa acımak gibi.

neyse, biraz daha oturdu ve gitti. bikaç gün sonra telefonda konuşma oldu, sonrası yok.

ben ne mi yapıyorum. önce yaşımı tuttum. kendime ve hislerime saygımdan. sonra tinder i kurup straight piyasaya döndüm ama sanırım bu defa çok farklıyım. kafamdaki kriterlerden biri bile uymazsa 'yolda düzelir' diye yola çıkmıyorum kimseyle artık. birkaç mesleki sertifika planım vardı yıllardır ötelediğim, onlara çalışıyorum boş vaktimde. daha çok vakit geçiriyorum ihmal ettiğim arkadaşlarla. iyi hissediyorum. onca kötü şeyin içinden kendimi çıkardım ve kendimi daha çok sevmem gerektiğini hatırladım.

özel biri yok hayatımda. kapalı da değilim, harıl harıl bir arayış enerjim de yok. güzelim ben böyle.

aa bak aklıma bi şarkı geldi., onu koyayım buraya bunca karamsar cümlenin ardına.


Yormadan, yorulmadan,
Kimseye dokunmadan,
Duymadan, konuşmadan,
Kendi dünyamda yaşarım ben
 

Dilim acıtır konuşursam
Şehrim uymaz boşluğuna
Elim gitmez sevmezsem
Kelepçe takmam
Boşu boşuna

 

Manzaraya daldım
Ses çıkarma
Gerçek can sıkar
Beni uyandırma
 

Ben böyle güzelim.. Falan filan
Ben burda güzelim.. Falan filan