kuzenim evleniyor. daha 24 yaşında bile değil. benden 10 yaş küçük birinin evlenmesinin annemde ciddi rahatsızlık yaratmış olacak ki, çılgınca söylenip duruyor. babam da yıllardan sonra ilk kez "evlensen sen de artık" dedi. keşke önce kendimi sonra da onu mutlu edebilsem. sevdiğim evlenmeyi düşündüğüm biri var diyebilsem.
ama bu o kadar zor ki. hele belirli bir yaştan sonra çok çok daha zor. ne sen "tamam bu" diyebiliyorsun, ne de insanlar senin hakkında eskisi kadar anlayışlı. en ufak bir tereddütte başlamadan biten ilişkilerden öteye geçmiyor teşebbüslerim.
evliliği geçtim, tamamen aklımı ruhumu adayabileceğim birinin (kadın ya da erkek) hayatımda olmaması daha acı. bi de artık tarih tekerrür ediyor sanırım. durup durup başa dönüyorum sanki. belki aylar önce biraz cesur olup çekip gitmeliydim buralardan. çok uzaklara. bişeylerin değişeceğine emindim. iyi ya da kötü, bişekilde değişecekti hayatım. kalıp mevcut düzeni korumak istediğim için devam ediyor hep bunlar. iyi bi değişim olmasını beklemek de çözüm değil. bişeyin olduğu yok. yaşlanmam ve saçlarımın giderek beyazlaşması dışında değişen bir şey yok. belki fiziksel olarak görüntümden pek bişey kaybetmiyorum ama içimde bişeylerin azaldığını hissediyorum.
ne yapacağını bilmemek hepsinden kötü.