28 Ağustos 2012 Salı

iş, etik, vicdan

iş ortamında kimseye güvenmemek lazım. bu kişi arkadaş kategorisinde bile olsa. hatta belki enaz onlara güvenmek lazım. çünkü ençok onların kelekleri insanın canını sıkıyor. 

yukarıdakilere yazdıracak bir iş günü yaşadım. başkasının emeği üzerine nasıl konulur, nasıl reklam kokan işler asıl işlerine tercih edilir tekrar gördüm. midem defalarca bulandı. vicdanımla onurumla gurur duydum. 

ne mutlu bana.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

olan biten

selam herkese.

öncelikle geçmiş bayramınız kutlu olsun. yani umarım olmuştur :) kısa da olsa bir tebrik yazamadım. daha doğrusu yazmak istemedim. blogu açınca olup biteni anlatırım diye korktum açıkçası.

ufak ufak bir yığın şey oldu son bir haftada. ahmet'le uzun telefon görüşmemiz, yakışıklıdan gelen bayram tebriği, annemin facebook'tan daha önce gösterdiği kızla bayramda karşılaşmamız. 

bir de aldığım bir mail istemediğim şekilde platonik bir aşkın ortasında kaldım. bilmemem gereken şeyler öğrendim. üstelik olaydan habersiz olan kişiyi de tanıyormuşum falan filan.

ruh halimi sorarsanız. iyi sayılmaz. bir memnuniyetsizlik var üzerimde. tatminsizlik. dönemsel bişeydir belki. geçer diye umuyorum.

12 Ağustos 2012 Pazar

özetle

bir yığın şey yazdım ama sildim sonra. kısa ifade etmek gerekirse resimdeki gibiyim. hayata bi s..tir çekesim var.

foto= tumblr, luaneduart

8 Ağustos 2012 Çarşamba

badman


pazar akşamını anlatmadım. çok ilginçti. dışarı gezmeye çıkmıştım. 12 gibi geldim eve. yolda bir arkadaş aradı ama yine eşref saatim tutmuş arabada son ses sevdiğim şarkılara eşlik ediyorum diye duymamışım. eve çıkınca farkettim. aradım açmadı. sonra o aradı. yatak odasının penceresini havalandırmak için açtığı anda içeriye 2 yarasanın girdiğini ve yatağın üstünde daireler halinde döndüklerini söyledi. hatta ilk aradığında iki tane imiş. sonra 3 olmuşlar. önce çağırmak istemiş ama geç olunca gerek yok dedi. ben kapıyı kapat çıkarlar dedim ama "onlar çıkmadan uyuyamam. yuva falan yaparlar" diye korktu. bu arada nette yarasa nasıl kovulur diye bakmış, yarasanın korkunca işediği, sidiğinin de kör ettiğini falan öğrenmiş. bazı yarasaların kuduz olduğunu falan. acayip korkmuş :) 

gelme gelme diye ısrar edince kapattım telefonu ama sonra içime sinmedi. indim aceleyle gittim yanına. bi girdim eve, yatak odasına 3 yarasa :) o yaklaşma dese de elime sopa gibi birşey aldım odaya daldım. geri çekti. ısırırlar diye bişey verdi uzun kollu, bi de yarasalar ölür diye sopayı aldı süpürge gibi birşey verdi. yaklaşık 10 dakika süpürgeyi havada savurdu. o kadar yoruldum ki iki de bir kol değiştirdim. son psikopat yarasa çıkarken ben sırılsıklam olmuştum. havlu verdi kurulandım. çıkacaktım ki; "ya uçmayan saklanan kaldıysa" dedi. koca adam ciddi ciddi korkmuş :) neyse, kaldım o gecede orada. sabah erkenden döndüm eve. o da hemen o akşam pencereye sineklik gibi birşey takmış. 

yalnız olan kollarıma oldu. o günden beri iki kolum ve omuzum ağrıyor :)

5 Ağustos 2012 Pazar

rüyada öpüşmek

of çok kötü bir rüya gördüm. kabus da denebilir. şimdi bizim müşterilerimiz hepsi ayrı bi dünya ama içlerinden biri korkunç bi şey. rüyamın başrolünde o vardı. benden 7-8 yaş büyük, akıllı ama kendini herkesten akıllı sanan bu adam kendine hayır demeyen insanlarla çalışmayı seviyor. her dediğine evet diyemeyenleri de işinden edecek kadar gözü dönmüş, acımasız. en son benle uğraşmıştı yakın bi zaman önce. işyerime benimle ilgili baskı yapmıştı. geçenlerde de şirkete gelmişti. tenhada görünce gidip konuşmuş, bi yanlış anlama varsa gidermeye çalışmıştım. kısa sohbetin sonunda birbirimize övgülerle yalancı gülücüklerle bitirdik sözlerimizi. ama ikimizde birbirimizi sevmediğimizi biliyoruz :) 

neyse, rüyaya döneyim. saçma sapan bir rüya. ailemi falan da gördüm. bi şekilde aynı ortamdayız, bu adam da var. hiç olmadığı kadar içten gülümsüyor bana :) sonra bişey sormak için yaklaşıyorum yanına. hatta bir iki şey konuşurken sarılıyor bu bana. ben ailem görecek diye tırsıyorum bi yandan. bu beni yere çekip öyle sarılıyor. hatta öpüşmeye başlıyor. dili bi garip yalnız. dilinin ön tarafında, dilin içine yerleşmiş dikdörtgen şeklinde sert bişey var. adam beni öpüyor ama ben hala "bu dilindeki ne lan" diyorum kendi kendime. "işte artık düştün elime" diyorum adama bakıp :) bi yanyan da aileme bakıyorum gördüler mi diye. sonrasını anlatmayayım, erotik kategoriye girer :) çok şükür ki porno sayılacak şeyler olmadan uyandım :)) yada oldu da hatırlamıyorum.

durduk yere niye böyle bir rüya gördüm anlamadım. üstelik sinir bi durum. şimdi pis herif seksi birine dönüşecek gözümde. umarım karşılaşmayız uzun bir süre.

3 Ağustos 2012 Cuma

burkulma

bugün biraz uykusuzdum. gözlerimi açamadım öğle saatlerine kadar. bi de saçları kestirdim öğlen arada :) ama az daha uyuyordum traş olurken :)) saçlar yine kısacık oldu. bıyık, kirli sakal ve kısa saç üçlemesini çok seviyorum sanırım. hem kendimde, hem başkasında :)) 

öğleden sonra gergin bi toplantı sayesinde uyandım :) iş çıkışı da bizim ekipten bi arkadaşa iftara davetliydim. aslında 2 yıldır çalışıyoruz ama ilk defa aile ortamını gördüm. evin iç tasarımına seçtikleri renklere mobilyalara perdelere bittim. aslında çok düşkünü değilim bu işlerin ama bu ev de çok güzeldi ya. ben de ara ara düşünüyorum yenilesem mi salonu diye. hani parasını geçtim bunun için mağaza mağaza dolanmak ve o taşıma zahmetleri falan acaip gözüme geliyor.

bu arada bugün akşam arabaya binerken sağ ayağım burkuldu. nasıl bi acıdır bilenler bilir. bi 5 dk arabada koltuğu yumrukladım. şuan iyiyim. tabii sabaha şişmiş görürsem şaşmam. yine de krem falan süreyim ben uyumadan.


neyse, yatayım. iyi geceler.

1 Ağustos 2012 Çarşamba

tazelenme ihtiyacı


geçen hafta verimsiz bir haftaydı açımdan. iş konusunda yani. ama spor yapmak konusunda çok iyiydi. üzerimdeki hamlığı attım diyebileceğim kadar çok spor yaptım. aslında elimden geldikçe haftada en az iki kez spor yapmaya çalışıyordum. ama otellerde böyle sırılsıklam terletecek düzeyde bir spor yapmak zor. bi de spor kafamı boşaltmam için de iyi oluyor.

haftasonu dostlarla iftar yaptık. daveti itirafı yaptığım dostum yapmıştı. hatta bu seferki organizasyonun sorumlusu da oymuş. güzeldi, güldük eğlendik. sarıldım hepsine doya doya. tabi itirafta bulunduğum dostuma daha dikkatli ve az sıkı sarıldım. nolur nolmaz. beni yanlış anlayıp, benden korkacağı bir duruma sebep olmamak lazım.

bugün yakışıklıyı gördüm bi de. o beni görmedi. bişey alıp eve dönerken evinin önünden geçtim arabayla. oralarda olabilir diye bakarken eve doğru yürüyordu. garip oldu içim. ama yapacak bişey yok dedim kendi kendime. eve geldim. biraz daha düşündüm. sonra hata ettiğimi anladım. geçmiş bitmiş bi durumun beni bu kadar etkilemesine müsaade etmemek lazım sonuçta. haberler, müzik, film derken geçti. 

aslında çok garip bişey insanın bazı şeyleri geçmişte bırakabilmesi. hem rahatsız ediyor insanı kolay unutan basit biriymişim gibi, hem de güven veriyor gelecek adına. bugün daha çok güven verdi. ben geçecek demiştim, geçiyor işte. daha da mutlu olacağım günler de gelecek mutlaka. bu konuda kadere güvenim tam :) tabi ben de elimden geleni yapacağım bunun için. bunun için derken sadece aşk sevgi anlaşılmasın. insan bunlar olmadan da çok mutlu olabiliyor sonuçta. şudur diyeceğim bişey yok aklımda ama sanırım bana beni iyi hissettirecek bir yenilik lazım. gittiğim salondaki yoga plates kurslarına katılabilirim ya da üniversitede ders verebilirim mesela. haftada bikaç saat. asistanlık günlerimde nefret etmiş olsam da şimdi acaip rahatlatıcı olabilir haftada bi iki saat farklı yüzler görmek. tabii bu seçeneği çok daha ciddi düşünmem lazım. uzattım bu defa. ama sanırım dertleşmiş gibi oldum. dinlediğiniz için teşekkürler :) ve herkese iyi geceler ;)

foto= mutfakdefteri.com