22 Şubat 2014 Cumartesi

18 Şubat 2014 Salı

sanal sevgililer günü

14 şubat ve benzeri gün gecelerden nefret ederim aslında. ama sırf geyik olsun diye iş çıkışı bekarlar yemeğe gittik. her tarafımızı saran sırnaşık sevgililere, yapmacık tiplemelere rağmen bol kahkahalı bir muhabbet ettik. akşam 9 gibi eve geldim. aklım hem biriken işlerde hem de bizim italyandaydı. hani günün anlamına uyacak kadar özel bi şey olmasa da aramızda, bi telefon bi mesaj beklemiştim tüm gün. saat dokuz buçuk gibi telefonum çaldı. o sırada duşta idim. yetişemedim. sonra ben aradım ama meşguldu telefon. neyse bekledim biraz. sonra o aradı tekrar. uygunsam skypedan arayacakmış. ok dedim, skype'i açtım tabletten. bi açtım ki ne göreyim. karşımda bir yığın insan. hepsi eve doluşmuşlar eğleniyorlar. önce utandım biraz. herkes tek tek bana selam verince garip hissettim. özel biri gibi :) hatta haber sprikeri gibi falan :))
sonra ayrı bir odaya geçti. biraz konuştuk. ruhumu okşayan şeyler söyledi. sevmek dışında her kelimeyi kullandı. "keşke burada olsaydın, herşey farklı olurdu" deyince. "ne gibi" diye irdelemek ihtiyacı hissettim. detay vermedi ama anladım ne demek istediğini. bu sırada arkadaşları gelip gelip bişey soruyorlar elemana. benle ilgisi yok tabii. mutfakla ilgili şeyler sanırım.fransızca olunca muhabbetleri anlayamıyorum haliyle. gitmesi gerektiğini söyledi. kocaman bir öpücük kondurdu tabletine :) gülümsedim, daha bişey diyemeden "hayatımda olduğun için mutluyum" dedi. şaşırdım. sonuçta dünyanın bi ucunda bi adam daha pek de tanımadığı birine "hayatımdasın" diyordu. "ben de" diyebildim. sonra kapattık gitti.

bir saat kadar sonra whatsapp'da bir fotoğraf. eline çikolata sosu gibi birşeyle adımı yazmış, onun fotosunu çekip yollamış. hem komik, hem de güzel. ben de gülümser gibi yapıp simpson pijamalı mayışık halimi fotoğraflayıp yolladım. sonrasını hatırlamıyorum, uyumuşum :)

sabah uyanınca gördüm cevabını. daha doğrusu cevaplarını :)

hayatımın ilk sanal 14 şubat'ını yaşamış oldum böylece. sırada sanal seks, sanal kavga falan var sanırım :D

7 Şubat 2014 Cuma

italian job

selamlar herkese

2014 çok yoğun başlamıştı. yılbaşından bu yana acayip yoğun. çoğunlukla yurtdışında idim ve tamamen yalnız. işler yoğun olunca çoğu akşam uyuyana kadar otel odasında çalışarak geçiyor. çok az da olsa gezip dolandım. ocak ayının ortası, fransa'da idim. nasıl cesaret ettim bilmiyorum ama bir akşam yemek sonrası dolanırken bir gaybara girdim. hayatımda gaybar ortamında bulunuşum bir elin parmaklarını geçmez normalde. ama nezih bi yerdi. oturdum, fransız aksanı ingilizce konuşan bir garson geldi, siparişimi verdim bekliyordum. o sırada takım elbiseli sakallı tipi düzgün bir adam girdi. türk sandım önce :)

yiyecek birşeyler söyledi. yanımdaki masaya oturdu. bir iki gizli gizli bakıştık ama bir yandan da cep telefonumda birşeyler okuyorum. bi ara bi ses duydum. adam bana ispanyol olup olmadığımı sordu. hayır türküm dedim. birden gülümsedi. geçen ay istanbul'a gelmiş iş icabı. türkiye'de bi distribütör ile sorunları olmuş yönetici olarak çalıştığı şirketin. anlaşmayı gözden geçirmişler ve ilişkiyi bitirmişler. yeni distribütör arayışındalarmış :) bi anda kendimi iş görüşmesi gibi bir ortamda buldum. aslında iyi para olan bir iş gibi göründü gözüme ama benim hiç ilgim olmayan bir alan diye bu konuda tanınmış bildiğim firmaları söyledim. biraz daha iş konuştuktan sonra isimlerimizi söylemediğimizi farkettik :) tanıştık sonunda. italyanmış eleman. ama şimdiye kadar gördüğüm ingilizcesi en düzgün italyan. 

benden 3 yaş büyük ama benden en az 3 yaş küçük görünüyordu. üstelik garip bi şekilde sevimli. o takım içindeki hallerine rağmen. acelem var arkadaşlarım gelecek dedi. yemeği bitirip çıktı ama bana kartını verdi. gitmeden vaktin olursa ara birşeyler içeriz dedi. yılışık olmaması, benim gibi işinde gücünde bi tip olması güven verdi. iki akşam sonra yürüyüşe çıktığımda aradım. adımı söyleyince tanıdı hemen. ben dışarı davet ettim ama o evine davet etti. normalde dolandığım yere yakındı. önce kararsız kaldım ama sonra yiyecek değil ya. gideyim değişiklik olur dedim. ama kayboldum resmen. 7-8 dakikalık yolu yarım saat dolandım. en son aradım, kayboldum dedim. tarif etti. neyse çaldım kapıyı, katına çıktım. kapıyı açınca bi köpek havlamaya başladı. şu kısa bodur sosis köpeklerden ama irice ve yaşlıca birşey. içeri aldı ama köpek hala havlıyor. ilk söylediği sakın köpeğe dokunma oldu. çok kızıyormuş. geçtim oturdum, o da kahve yaptı üşümüşümdür diye. köpek de gelip oturduğum koltuğa serildi ve uyudu. bildiğin horluyordu. bende de bir endişe, şimdi sırnaşırsa ne yapayım :) diye. konu dönüp dolandı gönül işlerine geldi. bir yandan da altta slow bi müzik çalıyor. ben durumu kısaca anlattım. o da anlattı. 8 yıllık bir ilişkisi bitmiş 7 ay kadar önce. şuan özel birşey yokmuş hayatında. aslında konuştukça aile hayatlarımız dahil bir çok ortak yanımız olduğunu gördük. ne ben ne o rahatsız edecek birşey sormadık ve yapmadık. ben iki gecedir uykusuzdum, müsaade isteyip kalktım. o sırada çok sevdiğim bir şarkı çalıyordu. ben bu şarkıyı çok severim dedim. tam da sarılıp çıkıyordum. bırakmadı birden :)) bildiğin sarılı kaldık ve şarkıda dans etmeye başladı benimle :) ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. bildiğin elimi tuttu, sarıldı ve dans etti. hiç rahatsız hissetmedim, aksine başımı omzuna yasladım iyice. sanırım bi 10 dk öyle kaldık. sonrası yatak odası diye düşünüyorsunuz ama hayır. ben artık gideyim dedim. tek söylediği "seninle tanıştığıma çok memnun oldum". o gün döndüm otele ama iki gün aklımda kaldı eleman. ama bu arasın diye bekledim. haftasonu aradı. ben başka bir yere geçmiştim iki günlüğüne. dönünce aradım, tekrar görüştük. iki arkadaşı da vardı bu defa. iki kız. kızlar gelin görmeye gelmiş kaynana gibi incelediler beni :)

sonraki günler görüşemedik ama telefonda konuştuk. gitmeden kısa bi geldi otele. tam check-out yapmış çıkıyordum yakaladı. lobide görüşebildik. türkiye'ye davet ettim. mutlaka geleceğini söyledi. 

türkiye'ye vardım telefonu açtım, whatsapp'da bir mesaj. benden çok hoşlandığını yazmış. bende benzer şeyler hissettiğimi yazdım. 

o günden bu yana yazışıyoruz gün içinde, arada konuşuyoruz. hani birşey olduğundan değil ama yeniden heyecanlanmak güzelmiş.