16 Nisan 2013 Salı

hasta düştüm

dün kötü bir gündü. gün içinde de rahatsızdım ama akşam çıkış saatine doğru daha kötü oldum. kendimi eve zor attım. bi titreme bi halsizlik. yatağa girdim hemen, üşümeyeyim diye kat kat üstümü örttüm. arada kalkıp bişeyler yedim ama hemen sonra bir daha uzandım. hemen uyusam da aralarda kan ter içinde baş ağrısıyla uyandım. ilaçlar iyi geldi ki; sabah ateşim biraz düşmüş halde uyandım. işe gidip gitmemekte kararsızdım. son anda çıktım evden. iyi ki de çıkmışım. ayakta olunca kendime geldim. şuan itibariyle oldukça iyiyim. 

eve dönerken saçlarımı da kestirdim kısacık. resmen hafifledim. eve getirdiğim raporları okuyacağım daha. geceyi bulur. yine seyahat öncesi iş yoğunluğu süreci yaşıyorum. neyse ki bu defa mümkün bi plan yaptım kendime ve çok fazla kasmıyorum. yine de temkinliyim, evde hallediyorum bir kısmını.

15 Nisan 2013 Pazartesi

evlenmek lazım

insan kendi kaderini çizemiyor sanırım.
kafamda olmasını istediklerimle olanlar yine çok başka.

evlenmek istiyorum, söylemiştim. aklımdaki tek aday da ofisteki genç kız. kızı görünce kalbim yerinden fırlıyor ama uzakken günde bir iki kez dışında aklıma gelmiyor. ne hissettiğimi ben de anlamadım aslında. diğer taraftan sanal ortamda yazıştığım arkadaş. garip bi çekim yarattı üzerimde. etkileniyorum ve bunu gizleyemiyorum. çünkü o da benden etkilenmiş durumda. onu kırmadan dizginlemeye çalıştıkça sanki ben de onun heyecanına kapılıyorum biraz.

çözemedim ruhumun kalbimin kimyasını. bu adam kimi niye sever, aynı anda kaç şey gezer aklında, kaç kişi için heyecanlanır kalbi. hani herşey olacağına varıyor olmasa oturur bunu kendimi tanımak için çabalardım ama çok da kasmaya gerek yok. ne demiştik, herşey olacağına varıyor :)

bu arada akşam bir düğüne gittim. haberim yoktu, apar topar oldu. düğün de oturtulduğum masada çılgın bir teyze vardı :) kadının yapmadığı şebeklik kalmadı. düğünün sonuna doğru "evlen de senin düğününde oynayayım" demez mi herkesin içinde. ondan sonrası şu kız nasıl, bu kız nasıl. gelinin kızkardeşi de bekarmış falan filan. herkes birşeyler dedi. kabus gibi anlar yani :)

ben iyisi mi biran evvel evleneyim de kurtulayım bu muhabbetlerden :)

9 Nisan 2013 Salı

mektup

affetmekten başka yol yok ki
kin nefret intikam çok ağır hisler
karşıya zarar vermese bile kişinin yani taşıyanın ruhuna çok zarar veriyor.

ben aslında insanları kendime halatlarla bağlarım, ayrılık sonrası bile bir ip mutlaka kalır aramızda.
niyeyse bırakamam tamamen.
bunu onlar bilmez, hissettirmem.
sadece gözlemek isterim benden sonrasını.
merak ederim.
bu hem sevindirir hem üzer beni.
ama hiçbir şekilde bitmiş birinin hayatına girmek çabam olmaz.
dengelerini bozmam.

bitti demek çok önemli bir adım bana göre.
bunun geri dönüşü yok kafamda.
hiçbir yemin hiçbir söz bir daha bunu geri döndüremez.

evet önce de dediğim gibi ben umutluyum.
evlenmek baba olmak istiyorum hiç istemediğim kadar.
bu konuda irademe aklıma da itimat ediyorum.

senin de umudunu görüyorum.
pes etmek etmemek değil mesele.
unutmak unutulmak da değil.
acı da gurur da konu değil.
mesele mutluluk ve huzur
hem.yalnızken hem onunla iken
o kimse artık
ve neredeyse

sevgiler
....

3 Nisan 2013 Çarşamba

gel sevdiğim

otel odaları içimi karartıyor. evde aklıma gelmeyen ya da getirmediğim ne varsa aklıma geliyor.

uyku tutmadı. üstelik yarın yoğun geçecek ve dinç olmam lazımken.

şarkı da pek dertli benim gibi, eşlik etmemek elde değil.



gel mehtabım, gel sevdiğim, gel yine
hasret kaldım gözlerinin rengine... aaaaahhhh. aahh