14 Şubat 2010 Pazar

beklenmeyen misafir

çok sade sıradan bi 14 şubat hayal ediyordum. ama düşündüğümden farklı oldu. saat 10da kalkmıştım. kahvaltımı yapmış ilk olarak şu "ps: i love you" filmini izlemeye geçmiştimki kapı çaldı. tanımadığım bi kız vardı kapıda. önce adımı söyledi, ben olup olmadığımı anladı. sonra kendini tanıttı, ahmet'in kuzeni olduğunu söyledi. dün ankara'dan geldiğini ve ahmet'in bi paket bana ilettiğini söyledi. çantasından çıkardı verdi. ben ne diyeceğimi bilemedim. kızı içeri buyur ettim ama teşekkür edip gitti. aldım paketi salona geçtim önüme koydum. açsammı açmsammı diye tereddüt ettim bi süre. sonra dayanamadım açtım. paketin içinde bi mektup zarfı bide ufak bi paket daha vardı. önce paketi açtım, gümüş kol düğmeleri vardı. çok güzeldi gerçekten ama aklım mektupta kaldı diye fazla bakamadım. mektup zarfını özensizce yırttım. içinden 3 sayfa küçük küçük yazılmış sayfa çıktı. deli çoçuk neler yazmış diye düşündüm. okudum dikkatlice. 1 yıla yakın yaşadığımız şeyleri benim bile bazılarını hatırlamadığım detayları unutmadan yazmıştı. ne yalan söyliim okurken gözlerim doldu. zor tuttum kendimi. ama ilginç olan mektupta yaşadıklarımız dışında başka bişey yoktu. yani hiç benden bişey istemiyordu, yada özür falan dilemiyordu. gidip bi yüzümü yıkadım kendime gelmek için ve hiç bişey olmamış gibi davranmaya çalıştım. hediyeyi ve mektubu yatak odama bırakıp filmi izlemeye devam ettim. lanet olsun filmi izlerken gözyaşlarıma mani olamadım. çünkü filmde bi dizi mektup üzerine kurulmuştu. kocası ölen kadının yaşadığı acıyı ve sevgiyi iliklerimde hissettim adeta. film bitti ama belki bi on dakika kendime gelemedim. sonrada film izlemeye ara verip dışarı çıkmaya karar verdim. tek başıma taksim'e geçtim, istiklal'de yürüdüm. elele çiftleri seyrettim uzaktan. nefes almak çok iyi geldi eve gelip kalan iki filmide izledim. ahmet'ide hediyeye teşekkür etmek için aramadım açıkçası. o da aramadı. belki yarın ararım.

bu arada demin bi önceki yazıda pansexual'in gerard butler hakkında yazdığı yorumu okudum. inanılmaz hoşuma gitti adamın lafı. sanki benim yerime söylemiş: "Gerard Butler is gay. No I’m not. I don’t know myself what I am so it can be bewildering to see that being plugged. I have been in relationships with women. And men. That doesn’t make me gay. That doesn’t make me straight."

13 yorum:

  1. sözü çok beğendim sonundaki.. :))

    YanıtlaSil
  2. Bence hediye için bir teşekkür etmelisin. Araman şart değil ama bir mesaj atabilirsin.

    YanıtlaSil
  3. Etmeyeceğim dememiş ki zaten biseksüel. En doğrusunu yapıyor. Sakin olmak ve acele etmemek lazım. Ne demişler? Mutluyken söz verme, üzgünken cevap verme, öfkeliyken karar verme. Bravo dostum şu an canın acıyor ama doğru yoldasın.

    YanıtlaSil
  4. Doğru yol ya da yanlış yol nedir? İnsan ne hissediyorsa o doğrudur. Öyle olmamalıyım böyle olmamalıyım derken hayatımızın en önemli anlarını, insanlarını kaçırmıyor muyuz? Ahmet çok düşünceliymiş, hediye göndererek seni ne kadar önemsediğini ve sevdiğini göstermiş. Favorim Ahmet ve bence siz birbirinizi seviyorsunuz.

    YanıtlaSil
  5. Onunla barış bence ve tekrar bi ilişkin olsun ama bu sefer seksi de sok içine madem seni bu kadar seviyo bu sefer seksi de göze alsın

    YanıtlaSil
  6. kremkaramel ben de teşekkür etmeyecek demedim. Henüz karar vermedi ve ben de sadece fikrimi söyledim :)

    YanıtlaSil
  7. film gibi hayatın var valla:))

    YanıtlaSil
  8. gecerken ugrayan15 Şubat 2010 21:23

    guven duymaktan bahsetmistik.bu donduruleceginiz insani belirleyen faktorlerin birincisidir. hayatiniza kac kisi girmis olursa olsun.guvendiklerinizin sayisi daima azdir.guvenilir birisin,onun icin.samimiyetini,ictenligini uzak kaldigi surede cok daha iyi anlamis.seninle eskisi gibi olmak ister mi bilmiyorum.ama buyuk bir adim atmis bence.cok buyuk bir adim hatta.cok ozel bir gunde hediye almis olmasi.belki kol dugmeleri de ozeldir.daha onceden uzerinde konustugunuz bir durumu veya bilmiyorum vardir bir ayrintisi.
    her zaman soyledigim gibi.birini severken...ama gercekten severken...hayatinin sonuna kadar yaninda uyumak yaninda uyanmak istercesine severken.içindeki sevgiyi bitirmeni ister çok sevdiğin.apışıp kalma halini yaşarsın.
    tam oyalanmaya başlarsın az çok...
    pat çıkar gelir giden...
    uzulecek bir şey yapmayiniz diyorum her zamanki gibi.
    sevgi birden bitmez.ama bu defa
    ayni derecede mi? dusunmek gerek...
    baskalarinin adi sadece zikredildiginde bile huzur terkeder sevdayi.
    bilemiyorum hakkinda hayirlisi olsun.her seye ragmen kalbinin sesini dinlemeli insan.ama once onun kalbinin sesi...acaba ne diyor-dur?
    gecerken ugrayan yazdi.

    YanıtlaSil
  9. sevgili küçümenim, sevgili kezbanım 14 şubatta bu filmi izlemeden önce böyle bir hediye alman ne acayip bir rastlantı değilmi?.Aklıma birşey takılıyor.Biraz cin fikirli ve evvel akıllı olduğum içindir belki ama...Şu hiç aklına geldimi?
    YA AHMET SENİN BLOGUNU BİLİYOR VE TAKİP EDİYORSA???

    YanıtlaSil
  10. gümüşdiken, aynı dilden konuşuyoruz senle. beğenmen normal :)

    the summerson, ben anladığım herhangi bi zamanda teşekkür etmem gerektiğini ima ettiğini teşekkürler.

    kremkaramel, dediğin gibi biraz hislerim durulunca hareket etmek banada doğru gelmişti.

    eva, senin sorduğun soruyu bende düşünüyor. doğru ne, yanlış ne? neye göre doğru, neye göre yanlış. onu sevmiyorum diyemem hala çok seviyorum ama birbirimizi daha fazla acıtmaya hakkımız yok.

    meduha, küs değilim. ama biraz hislerimiz azalsın, öyle görüşmek niyetim. bundan sonra en fazla arkadaş kalabiliriz. o telefonlarımın açılmadığı günlerde içimden bişeyler eksilmiş sanki.

    gençbiranne, bilmiyorum. ben sadelik istedikçe karışıyor herşey. gerçekten çıkamıyorum işin içinden.

    geçerkenugrayan, ne güzel yazmışsın içimden geçen am söylemediğim şeyleri. bende hayırlısı der oldum artık.

    pansexual, ben bunun tesadüf olduğuna inanmıyorum. dediğin durumu bende dşündüm. ahmet'in blogumu okuması ihtimalini gelince, bunun olmadığına eminim. çünkü bunu gizleyebilecek yetenekte rol yapamaz. tutamaz arardı beni onu ona söyleyemeyecek ama yüzlerce kişinin okuyabileceği biyere yazacak kadar çok sevdiğimi görse. sen aramazmıydın biri senin için yanıp tutuşsa ve sende onu severken. aramazmıydın????

    YanıtlaSil
  11. haha aramazdım çünkü acı çektirmeyi severim.Kendisi olmasa da bu hassasiyete saygı gösterip ona göre şekil verecek biri olabilir mesela kuzeni.Tam kadın işi çünkü bu.Bir de sana filmi çok beğendiğini söyleyen kişi kimdi acaba?
    Ama Ahmeti sen tanıyosun biz değil.Yinede böylesi temalı bir filmin üstüne gelmesi ilginç çok nasıl derler merveyö canım haha

    YanıtlaSil
  12. filmi işyerinden bi bayan arkadaş anlatırdı, şöyle güzel böyle güzel. etkilendim hüngür hüngür ağladım falan diye.

    hediye olayında kuzeninin parmağı olmadığını bizzat kendinden öğrendim bugün.

    acı çektirme olayına gelince, o öyle biri değil. eminim telefonu açmadığı anlarda o da acı çekti. ama işte kendince doğru sandığı şeyi yaptı ve sanırım beni kendisinden uzaklaştrmayı başardı.

    YanıtlaSil