31 Ocak 2010 Pazar

tavla, çay, sohbet ve unutmak

tam sözleştiğim saatte evlerinin önüne gittim, telefonla evi aradım. ee cep telefonu yok tabi bende. hiç bekletmeden indi, biraz tedirgin şekilde bindi araca. merhabalaştık, sonra nereye gidelim bildiği güzel bi yer varmı diye sordum. normalde pek evden dışarı çıkmadığını söyledi. biraz şaşırdım ama sonra benim bildiğim ve manzarasına bayıldığım moda'daki bi yere gittik. kahvelerimiz geldi, biraz sohbet ettik. meğer ne dertliymiş o dışarıdan güçlü görünen kız. üniversite biteli nerdeyse iki yıl olmuş, aslında akademik kariyer düşünüyomuş ama bazı durumlardan dolayı hemen iş hayatına atılmış. annesi onun okulunun son yılında ağır bir rahatsızlık geçirmiş. daha doğrusu kanser. emekli babanın maaşı yetmemiş tedavi masraflarına, kızda çalışmış ve tüm kazancını annesine harcamış. tabi bunları anlatırken hiç böyle başa kalkar gibi değildi. şuan tek üzüldüğü annesinin eskisi kadar sağlıklı olmaması ve bazen yataklardan çıkamayacak hale gelmesiymiş. ben tabii içim acıyarak dinledim bunları. o güzel teyzenin yaşadığı acıları düşününce. sonra hava dağılsın diye bi tavla istettim ve yine çok fena dağıttım kızı. sonra oyuna ara verdik işlerimizle ilgili konuştuk. söylemiştim öncedende, kız endüstri mühendisi. iyide bi yerde çalışıyor. işiyle ilgili hayatından memnun ama yüksek lisans falan düşünüyormuş. kendini geliştirmek istemesi güzel bişey. sonra benle ilgili konuştuk biraz. "aileden uzak tek başına zor olmuyor mu?" diye sordu. ne diyeceğimi bilemedim. eveleye geveleye bişeyler saçmaladım. pek inandığını sanmıyorum. muhtemelen gözümden okumuştur yalnızlığın bana verdiği acıyı. bikaç oyun daha oynadık. hatta bi ara annesi aradı izmir'den. dışarıda ve benimle olduğunu söyledi onlara. teyze selam iletti ama benim yanımda olduğunu duyduklarında tepkileri ne oldu cidden merak ettim.

son bi çayımızıda içip çıktık onun isteği üzerine. evinin önüne vardık, arabadan inerken teşekkür etti. bende teşekkür ettim tabi. sonra yüzümde muzur bir gülümsemeyle eve geldim.

dün gerçekten güzel bi gündü. samimi bi sohbetle farkında olmadan içim hafifledi. bi de üstüne bi işi için istanbul'a gelen arkadaşım aradı, hatta gece misafirim oldu. dolu dolu ve stressiz geçti saatler. bu hala kafasının bi tarafında ahmet'in şuanda neler yaptığını düşünen biri için gerçekten güzel bişey.

foto=photo.net

10 yorum:

  1. hayata işte böyle heyecanlar da lazım :))

    YanıtlaSil
  2. Bence başka birileriyle başka yerlerden başlamak çok güzel.Tabi gerçek bir sevgi duyuluyorsa karşı tarafa.Sırf Ahmet'i unutmak içinse eğer yapılan yanlış bi davranış.Fakat şuan ki durum için iyi; ben olsaydım çok pis kin beslerdim o ayrı konu.

    Mutluluklar diliyorum.

    YanıtlaSil
  3. Çok sevindim biseksüel ya

    he he :D

    YanıtlaSil
  4. Mutlu olduğunu bilmek güzel :)

    YanıtlaSil
  5. moda'da hayatın başka aktığını kremkaramel sayesinde gördüm :)) yeniden gülümsemek güzel birşey.. :)

    YanıtlaSil
  6. bomontiye gittiniz dimi :))))
    ay nası seviniyorum senin adına bilemezsin.
    öpüyorum seni en içten sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  7. hayat birşekilde akıyor. gidenle bitenle durmuyor işte.

    hayata karışma isteğim birilerini kullanmak falan değil. gerçekten yaşadığımı hissetmek istiyorum.

    öyle işte :) herkese güzel mesajları için teşekkürler

    ya bu arada selen sende herşeyi biliyosun :) hem genç hem akıllı. adam şanslı hakkaten.

    YanıtlaSil
  8. moda,manzara ve tavla.
    başka neresi olabilir ki:)))
    eniştenle flörtümüz orda geçti bizim.hatta ayıp olmasın diye düğünü orda yapıcaktık nerdeyse:))
    güzel sölerin için saol canım.öpüyorum....

    YanıtlaSil
  9. uzun zamandır uğramıyordum sayfana ne yalan söyliyim umudum da kalmamıştı sana dair bugün öylesine bir bakmak istedşm iyikide bakmışım, sen adamım doğru yoldasın devam et...sonsuz mutlulular diliyorum...
    nihayet doğruyu buldun:)

    YanıtlaSil