2 Ekim 2011 Pazar

korku ve endişe

bir hafta olmuş yazmayalı.

yazacak o kadar çok şey olurken yazmamayı istemedim nedense. hala da yazıp yazmamakta kararsızım ama şu klavyede ilk tuşa bastıktan sonra kendimi durduramıyorum sanırım. olay o ilk tuşa dokunmakta.

yakışıklının dayısının rahatsızlığı sonrası çok sık görüşemedik. dayısı haftaiçinde tekrar kötüleşti, yeniden hastaneye kaldırdılar. ama beni asıl geren şey, yakışıklının eski kız arkadaşıyla tekrar görüşmüş olması oldu. ortak tanışlar olunca kız olaydan haberdar olmuş ve yakışıklının yanında olmak istemiş. tabii yakışıklının yalnız ve yardımına ihtiyacı olduğunu düşünüyormuş. en azından yakışıklı kızın böyle bi niyetle ona yaklaştığını söylüyor. bi defa görüşmüş olsalar bunu anlayabilirdim ama bi hafta içinde biri hastanede biri de dışarıda 2 kez biraraya gelmeleri beni düşündürdü ister istemez. üstelik yakışıklı diğer görüşmeyi düne kadar, ben iyice irdeleyene kadar söylemedi. hem kızacağımı hem de üzüleceğimi bildiği için saklamış benden. ya aslında görüşmesi değil beni geren. sadece onu kaybetmekten korkuyorum. ben çölün ortasında bi elmas bulmuş kadar sevinçli ve mutluyum. çok şanslı hissediyorum kendimi. bişeylerin gelip bu düzenimi bozmasından, tekrar boşluğa düşmekten, yanlış şeyler yapmaktan korkuyorum.

dün akşam biraz bunları konuştuk. daha doğrusu tartıştık bu 2. buluşmanın itirafı sonrası. normalde gece kalacaktı ama gerildik ikimizde, o yüzden evine gitti. sanırım biraz yalnız kalmayı istedim ben de, kal diye ısrar etmedim.

kafam bomboş şuanda. ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum. belki dışarı çıkarım birazdan. yanında kendimi güvende hissediğim dostlarımdan birinin yanına giderim. ya da istanbul'la başbaşa kalırım belki. böyle zamanlarımda iyi geliyor istanbul, sahil, kalabalık. neyse, bi çıkayım da şu evden.

foto=flickr, p.c.p.

7 yorum:

  1. biseksüeller hakkındaki düşüncemi az çok kanıksadığından, bu konu hakkında yorum yapma gereği duymuyorum...

    şöyle de birşey var ama, geçen birisiyle yemekte buluştuk; bu bir ara benim biseksüel olduğumdan şüphelenmiş! ben "-yok yaa bildiğin ipneyim işte... ama biseksüel olsam bir kadınla çıkardım muhtemelen, bulunduğumuz ülke ve şartlardan ötürü" madem iki cinsiyettende hoşlanma potansiyelim varken zoru seçmezdim o durumdayken! ikinizin bu yaşadıklarını ilişkiniz açısından bir sınama olarak görün; sonuçta gitmek isteyene mani olunamaz...

    ilerisini düşünmeden bir araya geldiğiniz anların keyfini çıkarın!

    YanıtlaSil
  2. Yakışıklı ne kadar senin yanında mutlu olsa bile, inan bana, geleceğini bir erkekle mi veya bir kadınla mi sürdüreceğinin planlarını yapıyordur. Çünkü buna benzer bir durum benim başımdan da geçti. Karşımdaki insani ne kadar sevsem ve cinsel yönden onu çekici bulsam bile, ileriye dönük gerçekten onunla birlikte yaşayabilirmiyim hesaplarını yaptım durmadan. Sonunda ne kadar beklenmedik olsa bile ben, karakedi'nin de dediği gibi, ailem, şartlar ve başka bir çok nedeni göz önünde bulundurarak zoru seçmedim...

    Belki yakışıklı da bu tercih sürecinden geçiyordur. Her şeye hazırlıklı olmalısın!

    YanıtlaSil
  3. yapma bunu.Gerçekten.Eğer bir gün farkına varırsan diceksin ki "evet yahu ben mutlu geçecek günlerimi boşa boşa gerginlikle geçirmişim, keşke daha mutlu olmaya çalışsaydım."
    Eğer böyle yapmay devam edersen, çölde bulduğun saf, damarsız beyaz renkli elmasın yerini sarı, damarlanmış bi'elmasa bırakmaya başladığını görüceksin.İlişkilerde tartışma olur biter, devam edersiniz ama unutma her tartışma birikerek sizi sona yaklaştırır.

    Korkma yakışıklı seni seviyosa zaten seni bırakmaz.(ki seviyo) Endişe duymana gerek yok.Ama bırakmışsa zaten sevmiyodur, kimseyi de zorla bağlayamazsın.

    Tek sevmediğim huyun kıskançlığın :) Onu da attın mı elmas gibi olursun ;)

    YanıtlaSil
  4. ikinizde elmas gibisiniz. ha ileride neler olur neye karar verirsiniz bilinmez ama ali abim mutlu olun istiyorum ben ikinizde mutluluktan ağlayın hatta.

    YanıtlaSil
  5. sakınılan göze çöp batarmış. ilişkinizin devamı konusunda çok fazla olumsuz beklentileri içinde büyütme. ki durumunu anlıyorum: kafanın uyuşabildiği birini bulmak zor; kaybetmek istemiyorsun. bir biseksüelin rakibi "tüm insanlar" ;)
    kıskançlığın azı çok lezzetlidir ama marazi bir hal alırsa içinde şüphe tohumlarının büyüyebileceği çok müsait bir ortam olur. Ve şüphe de diğer bütün olumlu duyguları yer bitirir. Haddim olmayarak küçük bir hatırlatma -kusuruma bakma- : blogunu çok beğeniyorum ve çok samimi buluyorum ama yakışıklına çok geç olmadan bahset bence

    YanıtlaSil
  6. karakedi, zor olan kolay olan meselesini aşıyor aradaki şey gerçek bi sevgiye dönüşünce. umarım keyimiz bozulmaz diye umuyorum ben de

    adsız, ben hep onun için en iyiyi istiyorum. en iyi şey benim dışımda bi hayat olacaksa bunu da kabullenebilirim ama öyle bi şart yokken ortada. off ne bileyim. felaket senaryoları üzerinden konuşmaktan ruhum sıkılıyor

    bi'adam, bazen obsesifleşiyorum. kıskançlık da değil şuan hissettiğim. korku, endişe ve benzeri şeyler. umarım geçer zaman. uyanırım ve bunlar unutulur.

    YanıtlaSil
  7. serhat, teşekkürler. mutluluktan ağlamak güzel olurdu şimdi. keşke

    adsız, ona blogtan bahsetmek için pek uygun bi zaman değil. belki şu soğukluk biterse ve cesaretimi toplarsam yapabilirim. ama baya geçmiş bi yazıyı silmem gerekecek bu durumda.

    YanıtlaSil