25 Aralık 2011 Pazar

patlama

yakışıklı geldi. kapı çalındı. "kim o" diye seslendim. "benim" dedi, tanıdım tabii. kapıyı açmadım, biraz bekledi yine çaldı zili. "git buradan, seni görmek istemiyorum" dedim. "hayır, seninle konuşmam lazım" dedi. inatçı olduğunu biliyorum. gerildiğimi bile bile gitmeyecekti. açtım kapıyı ama beklerken heyecandan titremeye başladım. ta ki asansör kata gelip kapı açılıncaya kadar. iki yabancı kadar soğuk ve donuklaştım. kapıda ne söyleyecekse söyler gider diye düşünüyordum ama "içeri geçebilir miyim" diye sordu. ses çıkarmadım bile, o da bişey demeden girip salona oturdu. ben de girdim sonra salona. karşısına oturdum. "dinliyorum" dedim, konuşamadı önce bana baktı sonra gözleri doldu, ağlamaya başladı. o an yerimden kalkıp ona sarılmak istedim ama o kadar ezilmiş ki onurum yapamadım, gurur yaptım izledim öyle. hatta salya sümük ağlayarak acı çektiğini görmek hoşuma gitmiş bile olabilir. içinde "seni seviyorum" "özür dilerim" "aptalım" "beni bağışla" geçen onlarca cümle kurdu. dinledim sadece. tek bi kelime etmedim. sorular sorarak fikrimi almaya çalıştığı durumlarda da sustum. "bişey söyle" diye ısrar edince "benim için herşey bitti" dedim ve sebeplerimi sıraladım makinalı tüfek gibi. yüzü şekilden şekile girdi, utandı hatta. ama amacım ne onu utandırmak ne de öc almaktı. sadece aynı kuyuya bi daha düşmemek için tedbirimi almaktı. bunun da tek yolu bi insanı anlamsızca ortada bırakan kişilerden kendimi uzak tutmak. bu kişi aşık olduğum biri bile olsa.

"benim bi hayatım var." dedim ve mutluluklarımı sahip olduğum şeyleri sıraladım. tek eksik olan şey için çabamı ve başıma gelenleri anlattım. sanırım bi patlama oldu benimkisi de. ahmet ve öncesinden bahsettim. hergün seks yaparak mutlu olmaya çalıştığım zamanları bile anlattım. hem bunu birine anlatmaya ihtiyacım var diye anlattım hem de sanırım benden tiksinsin ve peşimi bıraksın istedim. ben konuşmaktan o da dinlemekten yorulunca "bi daha rahatsız etmezsen sevinirim" dedim. bu sefer o tek kelime etmedi, kapıyı açtı ve vedalaşmadan çıktı.

o gidince ağlayabildim, rahatladım. bikaç saattir de düşünüyorum olanları. geldiğim yada daha doğrusu geldiğimiz noktayı. acaba hatamı ettim, bilmiyorum. "tamam affediyorum" deyip yaşananları unutmak ve tekrar iki kişilik bir hayata devam etmek mümkün müydü bilmiyorum. bugune kadar ihtimaller üzerine o kadar çok plan yaptım ve sonra altında kaldım ki, artık hayatımdaki şeylerin de sözlerim gibi keskin ve net olmasını istiyorum. bunun adı yalnızlıksa bile net olmalı.

neyse, size de patlamak istemem.
şimdi daha iyiyim, daha da iyi olacağım. başka yolu yok çünkü.

12 yorum:

  1. o.O umarım aldığın kararlar seni mutlu yola çıkarır, intikam dürtüsüyle hareket etmemişsindir umarım? kafanı karıştıracak yorumlarda da bulunmak istemiyorum, hayat her şekilde devam ediyor...

    YanıtlaSil
  2. Yazdıklarını okuyunca 'ben olsam ne yapardım' diye düşündüm..
    Sanırım, hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını bile bile yeniden başlamak isterdim, ya da kaldığımız yerden devam etmek..
    Bu kadar sevdiğim birinden ayrılmayı göze alamazdım..
    İleride daha büyük acılar yaşayacağımdan emin olduğum halde, o an için O'nu kaybetmeyi göze alamazdım..
    Sen benden daha cesur davranmışsın :)

    Bazen kusursuz ve eksiksiz bir hayat aradığını ya da bunun özlemini duyduğunu düşünüyorum..
    Ama bil ki kusursuz ilişkilerin yaşandığı, kusursuz bir hayat yok..

    Bu yüzden ilişkilerinde çok büyük beklentilere girme.. Biliyorsun ki beklenti ne kadar büyük olursa hayalkırıklıkları da o kadar büyük oluyor..
    Bence biraz 'an'ı yaşamalısın..
    Sorgulamadan, çok fazla bağlanmadan, ilerisi için her detayı hesaplamadan.. Sadece içinde bulunduğun anı hissederek..
    Belki o zaman daha mutlu olabilirsin..

    YanıtlaSil
  3. Bence doğru olanı yapmışsın. Karşındakine olan güvenini kaybettiysen hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Elini tutmak istiyorsun mesela ama vazgeçiyorsun. Çünkü biliyorsun ki gidecek. Daha çok sevmek istiyorsun biliyorsun yine gidecek. Ha istisnalar yok mu? elbette var. ama bazen her şey o kadar kalıbına ve kuralına göre gidiyor ki ne yaparsan yap değiştiremiyorsun. Çok düşünme bence. oluruna bırak. (Böyle bir şarkısı vardı değil mi Sıla'nın? :)) Zaman sana neyin doğru olduğunu ve olması gereken neyse onun olduğunu gösterecektir. İyi olman dileğiyle..

    YanıtlaSil
  4. Hatasını nasıl anlamış??

    Kızdan kazık mı yemiş??

    Detayları verseneee, bunlar bizim için de ibretlik dersler biliyorsun??

    Senin kıymetini anlamasına sebep neymiş??

    Tekrar gelmesi için için dua ettiğin zamanlarda diilde ondan vazgeçtiğin anda gelmesi garip diil mi?


    Birşeyi çok istediğinde olmuyor maalesef...

    Burda yazmak istemezsen mail olarak ricae deceğim detayları ya da online denk gelirsek sorarım.

    Geçmiş olsun ne diyebilirim...

    YanıtlaSil
  5. yok sen onu çok sevmemişsin çünkü aşkta mantık olmaz.ya da artık ona karşı aşkın şiddeti azalmış bu yaptıklarından sonra.kızma ama ben yakışıklıyı hep ahmeti unutmak için bir araç olarak gördüm yazılarından.yani ahmetle sen beraberken o kadar mutluydun ki yazılarından bunu anlıyordum ve sana imreniyordum çok.ama bunu yakışıklıda pek göremedim ve hissedemedim ben.umarım bir gün gerçek aşkı bulacaksın tekrar.hakediyorsun bunu.

    YanıtlaSil
  6. ben demiştim demek istemiyorum... kızla olmadı:)
    bu adamla bakkala şeker almaya gidilmez. eğer gelecek vs. gibi plan kurmaya yönelik değil ama gittiği yere kadar mantığı ile sürdürebilirsen dene istersen... yapabileceğini sanmıyorum ama... hayırlısı olsun, bence çok doğru bir karar vermişsin.

    YanıtlaSil
  7. İyi bok yemişsin. Böyle olacağını biliyordum. Pişman olacaksın. Sen de o da. Onu en iyi senin anlaman lazımdı. Ve "onu utandırma ve öc alma gibi bi niyetim yoktu" ayaklarını bırak. Burda bi polyanna tablosu çizmeye çalışsan da benim için hiç inandırıcı değilsin. Basbaya böcek gibi ezmişsin adamı. Resmen 20lik emo-kid'ler gibi davranıyorsun. Neyse...Şimdi senden beklentim 3-5 aylık bi kız macerası. Tam ilişki safhasına başlayacakken hoooop bi sorun çıkacak ve alican yine erkeklere dönecek. Merakla bekliyorum...

    YanıtlaSil
  8. canım bak.
    böyle böyle şeyler yaşanmasına ramak kala yapman gereken şey bana alo demek. ben geleceğim, bir köşeye elimde cipsim ve kolam ile oturacağım. sonra siz ne tartışıyosanız tartışabilirsiniz...


    ayy... işe yaradı desenenize! iyi ki minik'le bir olup kızı daşşaklı boğa heykelinin orda yırtmışız. adamı terk etti, o da sana koşa koşa geldi. benim kırmızı peruğumdan ve 45 numara stilettolarımdan korktu tabii...

    aşta gurur yoktur (burada ses tonum sigaradan mahfolmuş marjorie tench gibi çıktı - artık siz tahmin edersiniz nasıl fettan bir kadın olduğunu)

    sen toparlamaya başlıyosun hop bu hayatına yeniden giriyo. insanlara bu izni vermemeliyiz tombiş. birileriyle birlikte oluyoruz diye beşeri münasebetlerimizden de tavizler vermemeliyiz (bugün bunu cinnamon'a da yazdım). izin vermemelisin. bi daha gelirse kapı açılmıyor. ne edersen kendine ediyosun haberin olsun. yaşım senden küçük olabilir ama bu hayatı daha erken yaşamaya başladığımdan gerçek bu ki senden daha fazla tecrübe sahibiyim.

    xoxo bebiş.

    YanıtlaSil
  9. karakedi, verdiğim tepkiler bi kararın eseri midir bilmiyorum ama hayatın bi şekilde devam ettiği bi gerçek.

    c.., bazen ben de çok şey istediğimi düşünüyorum. çoğumuz hayata kadar biçok konuda net değilken böyle çetrefil bi konuda çok net bi tavır beklemek, tavrı çok net bi insan beklemek. bunlar çok büyük istekler sanırım. anı yaşamak olayına gelince, bana göre değil. yapıma ve beynimin işleyişine ters. o yüzden bu karmaşa da bitmez içimde :(

    cinnamen, güven. ben yakışıklı için en çok bu kelimeyi kullanıyordum blogta da. hiçkimse bana bu kadar güven vermemişti diyordum. o yüzden hayalkırıklığım daha büyük bu defa. dediğin gibi oluruna bıraktım ben. ama o da bıraksa keşke.

    ganimedeski, son zamanlarda detay yazmıyorum pek. yazarken bile içim acır diye korkuyorum sanırım. online gelince ayrıca konuşuruz. tabii modumda isem. teşekkürler yine de.

    YanıtlaSil
  10. adsız, aşk mantık gurur kin. bunlardan içimde ne kadar var inan ben de bilmiyorum. yakışıklının ahmet sonrası bir araç olması konusunda ise yanıldığını söyleyeyim sadece. ben onla çok daha sağlam şartlarda sağlam paydalarda tanıştım buluştum ve çok daha fazla güvendim. sanırım blogu onla ilgili detaylarla çok meşgul etmedim. ondan biraz soğuk nevale gibi göründü herkese. hani şimdi artık bi önemi yok ama ben çok daha başkaydım yakışıklının yanında. hiç olmadığım kadar başka. bu arada iyi dileklerin için sağol.

    neyfa, denenecek bişey yok. ortada hayatlarımız var. eskitilecek, yorulacak olan da kalplerimiz. farkındayım olmayacağının. teşekkürler desteğin için.

    s&h, bilemiyorum. öç almış da olabilirim. çok sağlıklı düşünecek hallerde değilim bu ara. hele onu görünce aynı koltukta ağlarken, ne yapacağımı bilemedim. ama şunu bil, artık macera kaldıracak bi halim de yok. başka da net bişey diyemem geleceğimle ilgili.

    x-coach, delisin. çılgınsın. ne denir bilemiyorum. hani şu halde bile gülümsettin ya beni kırmızı peruklu kadın.
    hayatıma pat diye girip çıkan insanlar konusunda artık senden farklı düşünmüyorum ama kapı açmayacak kadar iradeli değilim. kendimi bu konularda çok tecrübeli de görmüyorum zaten. ama öğreniyorum hergün yeni bişey.

    YanıtlaSil
  11. eğer bu blogu yakışıklı yazıyor olsaydı o dünyanın en kötü gıcık salak adamı yakışıklı değil ali olurdu
    hiçbir şey dışarıdan üstelik tek taraftan bakıldığı gibi değildir
    herkese kendi fırtınası kendi tepkileri ve kendi yolu normal geliyor
    kim bilir neler yaşandı neler hissedildi ve öyle gelindi bu noktaya
    ali yi az veya çok yazdıkları üzerinden değerlendiriyoruz ama tanınmayan kişiler üzerinden sabit fikirler yürütmeye gerek yok
    şans vermek ya da vermemek ali ye kalmış birşey ama ne olursa olsun kapıları sonuna kadar kapatmak doğru değil bence

    YanıtlaSil
  12. adsız, şuan yaptıklarım itibariyle zaten dünyanın en gıcık adamı gibiyim. ben bile inanamıyorum kendime. biraz gurur, biraz mantığımla hareket edince onu bi daha hayatıma sokmamak kararı aldım. tavrım kabalaştı, bundan dolayı pişmanım ama onun da biran evvel bittiğini kabullenmesini bekliyorum. beni buna inandırmak için o daha acı bi yöntem seçmişti üstelik. sessiz kalmak ve başardı, beni buna inandırdı. şimdi o da inanmalı.

    YanıtlaSil