25 Mart 2010 Perşembe

kitaptaki not

annem ben yokken bugün odaları toplamış. bence yeterince düzgündü ama işte bi dokunmak istemiş, bilirim oynatmazsa bişeyleri yerinden rahat etmez. o sırada masamda kalan kitaplarıda kitaplığıma taşımak için almış. kitabın teki dikkatini çekmiş. mevlana ile ilgili olan bi kitap. benim dinle diyanetle pek ilgim olmadığını bildiğinden bakmış içine ne diye. kitabın asıl ilginç olan yanı bizim mühendisin kitabı. kız kendi kitaplarının ilk sayfasına ismini tarihi yazanlardan. okumak için vermişti geçende, sonrada "senin olsun" dedi. annem tabi kitapta kız ismi görmüş, akşam yemek yerken birden pat diye sordu "kim" diye. ben ne olduğunu anlamadım bile, lokmam nefesime karıştı. dedim lafı dolandırmiim kadın usta psikolog. işte kazara fatura ödeme hadisesini anlattım. öyle tanıştığımı babası annesi ile yakınlığımı falan. direkt sorulara başladı, yaşı ne, mesleği ne, hatta resmi varmı falan. "anne düşündüğün gibi değil, arkadaşız. hem benim normal bayan arkadaşlarım var bilirsin" desemde o anladı işin içinde başka bi iş olduğunu. ben fazla tepki verince sustu ama o kurar şimdi kafasında. hatta aklıma bi komplo bile geldi. anneme fatura olayını anlattımya, eski telefon numaramı aratıpta kızın ailesi ile tanışmasın. yaparmı yapar. annem bu, girişim ve iletişim insanı.

akşam yemekten sonrada ahmet aradı. konuşuyoruz, "annem geldi burda yanımda" dedim. "selam söyle" dedi. "anne ankara'dan ahmet'in selamı var" dedim bende mutfaktan bağırarak. kalktı yerinden, geldi elimden aldı telefonu. konuşmaya başladı. "oğlum nasılsın, ailen nasıl" derken epey bi konuştu, bekarlığımdan bile yakındı ona. tamda adamına yakındı yani.

onun dışında yarın akşam iş çıkışı iş yerinden çok samimi olduğum 3-4 arkadaşımı bize yemeğe davet etmek istiyorum. anneme söyledim demin, sever misafiri o. "gelsinler" dedi. hatta "şu kızıda çağırsana" demezmi. o an anladım kız hakkında verdiğim bilgilerin annemin kalıcı hafızasına kazındığını. aradan kaç saat geçti, ama aklı orada kalmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder