25 Nisan 2010 Pazar

değişimin gücü

dün gece pişmanlıkla geçti. çünkü küllenmek üzere olan bir ateşi yeniden alevlendirdim dün. bugün ne ben ahmet'i aradım ne de o beni. bu karmaşık kafa ikimize de yetti tüm gün. ben bi ara iyice daraldım, bizim mühendis kızı aradım. buluştuk, oturduk muhabbet ettik yeni işinden, iş ortamından. sevinçliydi ama o bendeki durgunluğu dalgınlığı bi şekilde anladı. kadınlara bu konuda hayranım, doğuştan psikologlar resmen. "biraz yoğun bir haftaydı, yarım kalan işler var. onlar geliyor arada aklıma. dalıyorum" falan gibi bir yalan attım. eminim inanmadı. ama ne güzel, üstelemedi de. çünkü ben sevmem zaten bir yerden sonra özelime girilmesini, sorgulanmasını.

bu arada kardeşi gelmiş izmir'den. subay olan. gerçi başka kardeşi de yok zaten. dedi "bize gidelim mi? abimle de tanış". değişiklik olur diye "evet" dedim, bi de zaten abisini merak ediyordum teyzenin anlattıklarından. geçtik eve ama ortam kalabalıktı. abisi, yengesi, yeğeni falan. tanıştık sohbet ettik. yeğeni acaip tatlı bişi, acaip hem de. hani o mutsuz halimde bile beni kahkahaya boğdu çocuk. abisi de çok iyi insan. sohbet arasında ergenekon konusu açılınca olaya demokratik yaklaşıp "bizde de kötü niyetli insanlar vardır elbet" diyecek kadar da hak hukuk sahibi bi tip. açıkçası ben bu aileyi tümden pek sevdim gerçekten. samimiler, içtenler, beklentisizler.

bi de bişey farkettim. bizim kızın rengi benzi açılmış, yüzüne eksilmeyen bi tebessüm yerleşmiş. yeni işi gerçekten yaramış. sevindim onun adına. acaba ben de bu tür bir değişiklik düşünsem mi dedim içimden.

foto=flickr, sweetkendi

1 yorum:

  1. muhendis arkadasin senle vakit gecirmekten keyif almanin yani sira icinde baska seyler filizlendiriyor ve bu filizler yuzune yansiyor olmasin
    hiii

    zaten nisan mayis aylari gevser gonlumun yaylari durumu sarmis dort bir yanimizi

    YanıtlaSil