19 Ekim 2009 Pazartesi

daha net görüntü

ne diyeceğimi, nerden başlayacağımı bilmiyorum. öncelikle bi önceki yazıda gelen bi yorum üzerine kafama takılan şeyi anlatayım. yorum aynen şöyleydi "burda her şeyinizi şak şak döküyorsun ortaya. ahmet'e yalan söylemiş olmuyor musun? benim sevgilim böyle bir şey yapsa çok kırılırdım"

çok haklı bi yorum. bende bazen bunu düşünüyorum. ama bazende şöyle bakıyorum olaya, eğer bu blog olmasa, ben içimdekileri anlatıp tepki almasaydım ahmet'in bu kadar özel bi insan olacağını farketmeyecektim. tanıştığımız günlerde "rüya gibi masal gibi" yazısında anlattığım gibi başarısız bir seks denemesi sonrası hislerim gelişmeden içimdeki azgın hayvana yenilecekti. sonrada ahmet unutulacaktı, eminim böyle olacaktı. ama içimdekileri bu bloga yazdığım için hislerimi görme şansı buldum. sanki kendimi bloga yazıp öyle okuyor gibi oldum. yani üçüncü bi göz yada ayna görevi görüyor blog benim için birazda. ee tabi sizin verdiğiniz tepkilerde çok önemliydi ve hala önemli inanın.

biliyorum yazdıklarımın çoğu çok özel şeyler. hem onun müsadesi olmadan yazıyorum. ama ne biliim, bu hislerimi paylaşacak kimsede yokki. sizin ferrariniz olsa ne önemi varki, onu birine göstermek istersinizya hep. onun gibi bişi. ee gerçek hayatta bu özel durumu kimseye anlatmakta istemediğimden burada yazıyorum. ama yine de ilişkimizle ilgili daha az yazmaya çalışacağım bundan sonra. söz.

bi diğer anlatmak istediğim şey de haftasonu konuşulanlar. ama tam olarak anlatmayacağım. konuşulanları detaya girmeden yüzeysel geçeceğim üstteki söylediklerimden sonra. evlilik ana konuydu. ağlamadan sızlamadan iki adam gibi oturduk konuştuk herşeyi. gelecekle ilgili düşüncelerimizi konuştuk. ben niyetimi açık açık söyledim. onunla ilgili hayatıma yön verme isteğimi, cesaretimi ve en önemlisi samimiyetimi. bana bunu kendisininde istediğini, durmadan bunu düşündüğünü ama bunun zorluğu ile ilgili çok haklı sebeplerini söyledi. bi ara bana evlilik fikrimi sordu. anlattım fikrimi ve geçmişteki başarısız ilişkilerimi. o da kendi fikrini söyledi. ikimizde bugüne kadar konuşurken böylesine ciddi olmamıştık hiç. kendimi bi ara toplantıda hissettim. bazı gerçekler acıda olsa herşeyi net bilmek güzeldi yinede. çünkü artık kafamda kuracağım şeyler kalmadı. korku dediğim şeyler olasılığa dönüştü. işler biraz daha karmaşıklaştı aslında ama en azından net. bu beni daha iyi hissettiriyor. birbirimize duyduğumuz sevgidende zerre azaltmadı konuştuklarımız, aksine ben onu anlayışla dinlediğim ve anlattıklarına katıldığım için bana dahada güvenle yaklaştı. pazar günümüz çok özel ve güzeldi bu yüzden. dün gece de gitti. ama daha sık görüşeceğiz bundan sonra.

kendimi niyeyse çok iyi hissediyorum. çok güvende. herşeye rağmen her olumsuzluğa rağmen sevildiğimi sevdiğim insandan bu kadar net duymak çok iyi geldi gerçekten.

neyse bu konu uzar. benimde parmaklarım herşeyi dökmeye meyilli ama bunu yapmak doğru değil sanırım. bi önceki yazıdaki yorumuyla bu gerçeği bana hatırlatan mehtap'a teşekkür etmeliyim. bi de şimdi biraz müzik dinlemeliyim. buna su kadar ihtiyacım var.

herkese sevgiler.

foto= flickr, jk5854

7 yorum:

  1. ilk önce yazını okudum.Sonra altı çizili olan postunu.inanamadım sana ya.şuanki yazıları yazan adamla alakası yok o yazıları yazan adamın.
    çok afedersin ama o zaman sapığın tekiymişsin.Şimdi ise gayet masum deli bi aşık.
    iyiki tanrı ahmeti çıkarmış karşına seni dizginlemiş yola getirmiş ve sakinleştirmiş.
    ahmeti neden bu kadar çok sevdiğini şimdi daha iyi anladım.

    YanıtlaSil
  2. Ben de genç bir anne'ye katılıyorum...

    Rabbim sana Ahmet'i seni tabiri caizse yola getirmek için göndermiş.Oh iyi ki karşına çıkarmış:)

    Allah bozmasın diyorum ben yine ve dip not eklemek istiyorum, böyle güzel bloglarını okuyunca cidden çok çok mutlu oluyorum.

    Sevgiyle ve huzurla kal:)

    YanıtlaSil
  3. saçmalamalarım20 Ekim 2009 20:28

    ben hayatını yaşadıklarını bilmek isterdim bi blog okuyucu olarak.çünkü insan hayal ettiklerini yaşayabilenleri gördükçe kendisinin de bir gün böyle duygular hissedebileceğini düşünüyor.bence yaşadıklarını burada yayınlamanda bir mahsur yok.söyleyebileceğim tek şey hep böyle mutlu kalmanız.bilelim ya da bilmeleyim.

    YanıtlaSil
  4. Kelimelerimi çok dikkatli seçerek yazmak istiyorum; şehvet ve aşk birbiriyle kardeştir. Onları ayrı düşünemezsiniz. Diyelim düşündünüz, testesteron seviyesi en deli çağında genç ve sağlıklı bir erkeği bu düşünceleri yüzünden "sapık" yada "yoldan çıkmış" diye nitelendirmeyi asla doğru bulmuyorum. Aşk çok yüce, çok ulvi bir duygu. Aşık olduğunuz bedene bu denli yüksek hisler beslemek ve onu şiddetle arzulayabilmek muhteşem bir şey. Ne mutlu bunu yaşayanlara . Ve bu cesur çocuğa da bunu olanca samimiyetiyle paylaşabildiği için kocaman bir tebrik!

    YanıtlaSil
  5. the king ;
    şehvetinde bir haddi oluru var.biz eski yazısına istinaden o kelimeyi kullandık.ilk gördüğün insanın boynuna atlamak hiçde hoş olmaz bence.şimdiki durum için yapılmış bir yorum değil yani!!!
    hatta bence sevişme zamanları geldide geçio kaç ay oldu ayol :)))

    YanıtlaSil
  6. king ve selen yorumlarınız gülümsetti. beni anladığınıza sevindim gerçekten. teşekkürler :)

    noneless, bende sen ve selen gibi düşünüyorum. ahmet çok değiştirdi hayatımı. o yüzden çok değerli.

    saçmalamalarım yazdıklarını, enaz mehtap'ınki kadar düşüneceğim. ama biraz böyle olsun. detayları anlatmadan. belki doğrusu budur. ne biliim. herşeyleri paylaştığım için kendimi biraz suçlu hissediyorum bu ara. belki bu his geçer yakında.

    YanıtlaSil
  7. önceki yazdıklarını da okudum ahmet i afişe etmiyorsun ki yani nasıl desem içini döküyosun ama artık dökemiyorsun bence içindekileri anlatman en iyisi yoksa bu ruh halin hep devam edicek

    YanıtlaSil