2 Aralık 2009 Çarşamba

es es

bi önceki yazıdaki yorumlarda komşunun kızından bahsetmediğim yazılmış. evet bilinçli yaptığım bişi bu. çünkü kızla ilgili bişey yazdığım zaman bunun biseksüel olma çabam, eşcinsellikten kaçışım olarak algılanması çok belli etmesemde beni cidden geriyor. o yüzden sadece bayramlaştığımızı söyleyerek bu konuyu ve detaylarını es geçiyorum.

neyse bayramda asıl olay 3.gün yaşandı. 3. gün sabah erkenden ahmet aradı. "seni görmek istiyorum" dedi. "niye" diye sormadım bile. ee çünkü bende çok özlemiştim, görmek istiyordum. "bursa'ya gel" dedim. daha iyi bi fikri olduğunu ve eskişehir'de buluşabileceğimizi söyledi. bayramın en tatlı haberiydi bu tabi. hemen bi yalan uydurup atladım çıktım evden bende. direk eskişehirin o kasvetli otogarına gidip bekledim gelmesini. ilk defa onu farklı bi otogarda bekliyodum. farklıydı herşey. ama o geldiği ve otobüsten indiği an içimde oluşan his aynıydı. :)

bende o da çok fazla bilmiyoruz eskişehir'i aslında. arabayı zor bela bi yere park edip porsuk çayının kenarında yürüdük. sonra bi kafeye geçip konuştuk. bol bol bizi tartıştıran konuları. malum şu evlilik meselesini. eşcinsel birlikteliğin toplumun ve en önemlisi ailelerimizin gözünde nasıl birşey olduğunu. bunu gizlemenin zorluğunu. karşı cinsede cinsel yada duygusal birşeyler besleyebilirken enazından bu ihtimalle yaşarken karşı cinsten uzak durmanın kafa karıştırıcılığını, baba olma arzusunun bastırılışını.

bunları artık medenice konuşabiliyoruz. aslında bu çok güzel bişi. insanın hayatı çok başka bi şekilde bile olsa, cinsellikten daha çok bunları konuşabilecek birine ihtiyacı var sanırım. adının ne olduğu önemli değil. dost, sevgili, arkadaş vesaire.

hoş ben bu adamla konuşurken ruh halimde ve fizyolojimde kaynıyor. ama işte naparsın, bayram kalabalığı, bi tenhada yakalayıpta öpemedim ya, ona yanarım. gerçi dönüş otobüsüne bindirirken sanki yüzyıllarca görüşmeyecekmiş gibi sarıldım ve kimselere belli etmeden omzunun boynuyla birleştiği yerden hafifçe öptümya o da yeter :)

9 yorum:

  1. Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?


    Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.



    Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?


    ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.



    Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?


    Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...



    Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?


    Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.



    Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?


    Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.



    Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?


    Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.



    Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?


    Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.



    Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?


    Nereden bileceksin?


    Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.



    Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.



    Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..



    Ama sen hiç benimle olmadın ki...
    YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...



    Can YÜCEL

    Yazını okuyunca Can Yücel'in çok sevdiğim bu şiiri aklıma geldi

    YanıtlaSil
  2. O kaçamak, ufak öpüş vardır ya, ben de bilirim onu ve işte o her şeye değer, çok farklıdır, çok güzeldir, tarifi edilemez :D

    YanıtlaSil
  3. bucera, ne kadar güzeldi paylaştığın şiir. gerçi sonu biraz üzücü ama güzel yinede. okurken sanki satırların çoğunu yaşamışım gibi oldum.

    gencbiranne, hoşbulduk :)

    summerson, öyle hakkaten. bazen masum bişey seni uçuracak kadar mutluluk ve zevk verebiliyor. öyle bi andı gerçekten :)

    YanıtlaSil
  4. Yazamasam da buralardayım...
    Canım...
    Zor zamanlar geçiyor her haliyle...
    Ufacık minicik bir öpücüğün hatrına mutlu mutlu ol hep...

    Seni seviyorum Bi!

    YanıtlaSil
  5. dansdelisi :):):)3 Aralık 2009 15:49

    Bu şiiri de yayınlamışsın yorumları indirene kadar canım çktı maille yollasaydın keşke seni mi çekicez

    YanıtlaSil
  6. noneless, oralarda olduğunu biliyorum. bendende bol bol sevgiler. her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan :P

    dansdelisi, ben şiiri beğendim. sende okumuş olsan, beğenirdin eminim :)

    YanıtlaSil
  7. bu dans deliside bi hoş walla:))
    güldürüyor beni sağolsun

    YanıtlaSil