7 Mart 2010 Pazar

bir ses yada nefes

bugün niyetim evden çıkmamaktı. işte film kitap hatta gitar çalacaktım. bide mesleki bi dergiye makale yazmam gerekiyor onunla ilgili ön çalışma yaparım diyodum. saat 2 gibiydi. telefon geldi. blogta daha önce bikaç kere bahsettiğim bi arkadaşım aradı. yani yine kötüydü sesi. zaten iyi olunca nedense beni aramıyor. gerçi bu iyi bişey. bi insanın zor zamanında yanında olmak istediği kişi olmak, kakara kikiri yapılacak kişi olmaktan daha özel bişi bence. evdeyim gelsene dedim. yakın zaten. geldi 15dkya. yine ailevi tartışma yaşanmış. anne baba birbirine girip duruyor. anlatırken başladı ağlamaya. "bıktım, gerçekten bıktım. inanırmısın bazen intihar etmeyi düşündüğüm bile oluyor" dedi. "saçmalama" dedim. elimi omzuna koyup dokunarak teskin etmek istedim. sadece omuzlarını sıkmamla bana sokulması ve gögsüme başını koyup ağlaması bir oldu. bian şoke oldum. ama arkadaşımın içindeki şefkat ve huzur özlemini daha iyi anladım. dışarıdan gayet entellektüel ve hayat dolu görünse bile insanların aslında ne acılar çekebileceğini düşündüm. sıkıca sarıldım. bi yandan buna benim ihtiyacımda olduğunuda farkettim. ne kadar öyle kaldık bilmiyorum. ama ahmetten beri içimde biriken ve ancak dokunuşla iyileşecebilecek şeyler olduğunu bi daha anladım. kendine geldiğinde "onlar yüzünden hayatımla ilgili hiçbi karar alamıyorum. tek yaptıkları birbirlerine ve bana acı vermek" dedi. ne diyeceğimide bilemedim. onu övmekten başka bişi gelmedi aklıma. ruh hali iyileşince ben ona taze meyve içermisin diye sordum. gülümsedi. gözünde hala yaş varken hemde. geldi benimle mutfağa birlikte içecek hazırladık.

salona geçtik, içecekleri yudumlarken bana "sen gerçekten çok iyi birisin" dedi. ben bu tür sözler karşısında acaip tepkisiz kalırım. "yoo. senin kalbin çok özel. bundan herkesi öyle görüyorsun" diyebildim. gülümsedi yine, elimi tuttu sıkıca. terleyene kadar bırakmadı. o anda aklıma kötü şeyler getirmemek için çok direndim. dostlarıma ve arkadaşlarıma karşı farklı şeyler düşünemem normalde aslında. farklı düşünmeme yolaçabilecek ortamlardanda kaçınırım. biraz daha oturduk. sonra "ben gideyim" dedi. "iyi peki, ama kalsan iyi olurdu. bende sıkılıyorum" dedim. hatta kapı önünde aklıma daha güzel bi fikir geldi o an "istersen bi süre bende kal, ailene hasta olduğumu ve yalnız olduğumu falan de. belki onlarada iyi gelir yokluğun" dedim. baktı bana güldü. sarıldı sıkıca, "belki, olabilir" dedi sadece. gitti sonra. kendime gelemedim bi süre. yani onun sıkıntıları değilde benimde onun kadar şefkate aç olmam şaşırttı beni. güçlü sağlam dayanıklı mantıklı falan görünsem yada olmaya çalışsamda insanım neticede. hayat herkes gibi benide yıpratıyor.

umarım üç-beş eşyasını toplar gelir. bu ara evde bi sese çok ihtiyacım var. çok hemde...............

foto= ciao filmi

5 yorum:

  1. çık bana gel :)))
    istemediğin kadar ses ve gürültü var bizde.bir günü bizim evde geçirsen ömür boyu yalnız kalmak istersin :)))
    bu arada sakın ha arkadaşınla bişi olmasın aranızda!!
    kaçırma mühendis kızı.düğün dernek yapcaz daha.

    YanıtlaSil
  2. sağol selencim gerçekten
    tahmin edebiliyorum neler çektiğini. o yaşlardaki kızları durdurmak susturmak imkansızdır.

    arkadaşla bişi olma meselesine gelince, ya o benim arkadaşım. yani yıllardır tanırım. hani öyle dost olacak kadar çok sıkı bi muhabbetimiz yok ama severiz birbirimizi. korkma bişi olmaz. bian kötü oldum o kadar. sağolsun bizim kızda aradı akşam. sohbeti iyi geldi. düğün müğün yok dur hele :)

    YanıtlaSil
  3. en tutkulu aşkların sıradan ızler bıraktıgı zamanlarda bu duyguları hissetmek normaldir herhalde...Merhaba bu arada :)

    YanıtlaSil
  4. ay minik, adam diyor ki sese ihtiyacım var. gürültüye değil :)
    durulmaz o evde, bi yandan vıyak vıyak çocuk, öteki yanda elektrik süpürgesi, başka bir taraftan araba uğultusu.çekilmez ayol :P

    YanıtlaSil
  5. :((
    aşkolsun coach!!
    çekilmez dediğin şeyleri ben 7/24 yaşıyorum.
    benimde şuan tek hayalim bi başıma sessiz sakin en azından 3-4 geçirmek.

    YanıtlaSil