25 Ekim 2010 Pazartesi

duvara karşı

sanırım kendimi iyi ifade edemiyorum.

bi önceki yazıya gelen yorumları okuduktan sonra kendimden utandım nerdeyse. sanki daldan dala atlayan, kalbi 300 km hızla giden, herkesin duygularıyla oynayıp bi kenara atan biriyim gibi hissettim. oysa daha bikaç ay öncesine kadar duyguları hiçe sayılan kişi bendim en sevdiğim adam tarafından. en ufak hatasında mühendis bi kızın dünyasından silinebilen kişi bendim. hem benim duygularımla oynanmadığının garantisi de yok. 23 yaşında bi kızın güzel yüzüne, iki güzel sözüne kanmayacağımı kim garanti edebilir. sufi görünen birinin büyülü sözleri ve ilginç bakışlarından etkilenerek her türlü yergisini sineye çektiğimi kim inkar edebilir.

ben yinede geçmişimle ve şimdiyle ilgili iyi şeyler düşünmeye çalışıyorum. kimseyi yalancı, fırsatçı gibi görmüyorum kafamda. hepsi gerçekten çok değerli insanlar. hepsi. ister hayatımın içinde kalsınlar ister dışında.

ama herşeyden önemlisi benim. hatalarım olsa da. çünkü herkes çekip gidince ben kalıyorum bu dört duvarın arasında. acımı sevincimi tek başıma yaşıyorum. kimseye bişey diyemeden paylaşamadan bunları tek başına yaşamak zor gerçekten. bi de bunlar olurken artık yaşlandığımı hissediyorum. çok ağırdan çok iyi özümseyerek bi ilişki yaşamayı hayal edecek gücüm yok artık. net olsun istiyorum bazı şeyler. seviyorsam "seni seviyorum" diyebileyim ve aynı sözü karşıdan işitebileyim. neyse ne desem boş gibi. herkesin fikri sabit benim aceleci, durulmadan hep yeni bişeye başlayan, arkasında enkazlar bırakan bi adam olduğum konusunda.

bu arada yeni bişeye başladığım falan yok, bilmenizi istedim sadece.

foto= flickr, maksid

17 yorum:

  1. Öncelikle selam,

    Blogunu cumartesi keşfettim ve bir kaç yazını okuduktan sonra kapattım ve devam etmemeye karar verdim.Pazar günü de zamanımın çoğunu neredeyse bütün yazdıklarını okumakla geçirdim diyebilirim.
    Sen hayat ne getirdiyse sana kabullenmiş ve oyunu onun getirdikleriyle ama en önemliside kendin nasıl istiyorsan öyle oynuyorsun ki en güzelide bu bence.Bakma ben konuşurum,o konuşur falan aman onu öyle yapma bunu şöyle yapma,falan da filan da.Hayatını bizim isteğimize göre yaşıyıcak değilsin ya nede olsa senin hayaTIN hani benim değil yada burda yazan diğer insanların.
    Aslında her yazında söyliyicek o kadar şey birikti ki ve söylemek istediğim ya da paylaşmak o kadar çok şey varki ama şimdilik durmak en iyisi sanırım.
    Bi de komik bir şey söyliyim bu gün otobüste bir kaç kişiye bakıp yoksa sen o blogu yazanmısın dedim.Dedikçe de güldüm. =) Öyle işte, neyse ben artık uğrarım arada da yazarım belki bir gün de mail atarım kim bilir.

    Şimdilik adsız.

    YanıtlaSil
  2. Bu kadar kopuk kopuk yazıp anlamsızca görünen mesajım için kusura bakmayın artık bir çok şeyi bir kerede anlatmak kolay olmuyor. =)

    Şimdilik adsız.

    YanıtlaSil
  3. "You'll be given love.
    maybe not from the sources
    you have poured yours
    maybe not from the directions
    you are staring at.
    but its all around you. you have to trust it." demiş bjork abla...
    her şey yoluna girer merak etme.:)

    YanıtlaSil
  4. Kim ne derse desin ben seni seviyorum ve seni tanıdığımı da çok iyi biliyorum,senden başka kimse kalmıyor sana,o yüzden bırak millet sen için farklı şeyler düşünsün,ne zamandan beri olmayan için üzülüyorsun ki?

    Sevgiyle kal,

    YanıtlaSil
  5. evet kalbindeki ve ruhundaki boşlukları doldurmak için daldn dala atlıyorsun ama bu insaları üzmek için yada gönül eğlendirmek için yaptığın birşey dğil. yinede daldan dala atladığın gerçeğini değiştirmiyor. Oluruna bırak hayatındaki insalarla ilgili acabaları koy bir knara, herşey olacağına varsın. Çünkü arkada kalan enkazı sen bırakmıyorsun. O kalan enkaz aslında sensin. B:ak bakalım geride kalanların hayaına. Ahmete bak en azından. Kiminle olmak istediğine karar verdi ve o yönde ilerliyor. Çabalama biri için akışına bırak. üzme kendini. Söylemeye çalıştığım şey bu. Seviyorum seni biliyorsun.

    YanıtlaSil
  6. bence insanlarla biraz sen değil bırak onlar senin hakkında hissettiklerini belirtsin. senin uğraşların ve gördüğün şeyler seni yoruyor aslında. daldan dalayada katılmıyorum. hepimiz sevmek istiyoruz bu kötü değil. sonuçta doğru kişiyi bulana kadar deniyoruz adınada DENEYİM deniyor unutmamak gerek.

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Selam çilek. üzülerek görüyorum ki yorumlarında subjektif düşünüyorsun. Aslında bu konuda empati yapabilmenin imkansız olduğunu bilerek bunu söylüyorum. Sizlerin dünyasında ikili ilişkiler çok daha basit. Birinden hoşlanırsın bunu biraz belli edip herşeyi "oluruna" bırakırsın, o da senden hoşlanıyorsa olaylar kendiliğinden gelişir.. Ne yazık ki bizim dünyamızda bu durum daha farklıdır. Hoşlandığın her erkeğe bunu belli edemezsin çünkü alacağın tepkiyi bilemezsin. Bazen Ali'nin yaptığı gibi küçük testler uygulamak zorunda kalırsın. Ve alternatiflerimiz sizin kadar fazla olmadığı için karşımıza çıkan her insanın doğru insan olduğuna inanmak isteriz, Bazen öyle olmasa bile başka çaremiz olmadığı için öyle olduğuna dair kendimizi kandırırız. Gerçeği öğrendiğimizde ise yıkılıp herşeye yeniden başlamaya çalışırız.. İşte bu çabalarımız yaşadıklarımızı bilmeyenler tarafından "daldan dala atlamak" olarak adlandırılır. İnan bana çilek, bu tanımlamalar ve etiketler bizi yaşadıklarımızdan daha fazla yaralar..

    YanıtlaSil
  9. Bu arada bu kadar uzattığım için blog sahibinden özür dilerim. Sevgili Ali, sadece seni anlayan ve sana inanan birileri olduğunu bilmeni istedim.. Doğru bildiğin yolda inandığın kişi için her türlü mücadeleyi vermekten asla vazgeçme. İnsanların düşünceleri yüreğinin sesini dinlemene engel olmasın..

    YanıtlaSil
  10. cem gerçekten çok güzel özetlemişsin

    YanıtlaSil
  11. şimdilik adsız, teşekkür ederim benim düşüncemle paralel yorumun için. bu arada otobüsteki olayına güldüm :))

    neyfa, girer tabi. neler gelip geçmiyor ki

    noneless, üzülmek değildi benimkisi, kendimi yazılı yanlış ifade etmiş olmaktan dolayı hayıflanmak biraz. yoksa iyiyim. teşekkür ederim, sen de benim için değerlisin. sevgiler.

    YanıtlaSil
  12. çilek, daldan dala dediğin şartlar önemli. küçük bi şehirde çok az insanın çevrende olduğu bir hayatı yaşıyor olsam dediğinde haklı olabilirdin ama hergün onlarca yeni insana denk geliyorum iş ortamımda yada bazen dışarıda. bunların içinden 3-4 insan girmiş son 1,5 yıldır hayatıma. hayatına son şeklini vermek için çabalayan biri için çok büyük bi rakam değil bu. heleki homoseksüel hislerde taşıyorsa bu kişi. eleştirini sevgisizlik olarak da algılamadım :) benden de sevgiler ve saygılar

    serhat, deneyim dediğin gibi. denemeden bilinemezki bazı şeyler.

    cem, güzel özetlemişin. ben bir biseksüel için oldukça iradeli olduğumu düşünüyorum. yüzlerce insan tanıdım sanal ortamda ve azçok nasıl bi hayatları olduğunu da biliyorum. o yüzden şuanki halimden memnunum. sadece kafamdakileri daha yuvarlak cümlelerle ifade etmeliyim sanırım. farklı anlaşılıyor. anlaşılmak güzel şey. sevgiler.

    YanıtlaSil
  13. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  14. @Cem; ben olaya gay yada hetero diye bakmıyorumki. muhakkak şartlar farklıdır. BEn Alinin kendini bu kadar yıpratmasından bahsetmeye çalışıyorum. herhangi bir ayrım yaptığımdan değil. yanlış anlamanızı istemem. heleki üzmeyi hiç istemem.

    YanıtlaSil
  15. cem.. o kadar güzel özetlemişsin ki olayı, türk işi forumlarda görüp hiç kullanmam bu lafı ama ilk defa kullanmak istedim: yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
  16. ben sana ne demiştim,
    aslında herşeyi yolundaymış gibi giden ama 1500 promil alkollü gibi sendeleyen bir yaşamın var :)))

    YanıtlaSil