26 Ekim 2010 Salı

su aksın, yolunu bulsun

ahmet'le konuştum bugün.
nişanlısıyla arasındaki sorunların gittiğinden falan bahsetti. beni sordu. hayatımda özel biri olup olmadığını. "hayır" dedim ama bu seferde benim için özel olmasa da görüştüğüm bi erkek olup olmadığını sordu. "yok yalnızım" dedim. yalan da değil, öyleyim. 29 ekimde istanbul'da isem gelmek istediğini söyledi. "çok isterim" diyebildim sessizce. gerçekten isterim şuanda onun varlığını. kafamda onunla ilgili biçok şey net sonuçta. kafamın veya kalbimin karışması gibi bi endişem yok. sadece onun tekrar karışır mı diye korkuyorum.
geçenlerde bende kalan arkadaşım da aradı, akşam eve yemeğe davet etti. iş çıkışı oraya geçtim. evi baya bi toparlamış, annesi de gelmiş. yemekler harikaydı, hepsi adana usulü. çok durmadım. geldim hemen. tam eve girerken kapıda izmirli aradı. 4 gündür ben aramıyordum kafamdaki karışıklığı ona belli etmiim diye. "naber nasıl gidiyor" diye girdi lafa. iyi olduğumu, işlerimin yoğun olduğunu falan söyledim. bir iki dakika muhabbet sonrası "kendine iyi bak" dedi kapattı. "bi ara görüşelim mi" demesini bekledim ama demedi öyle bişey. zaten hep ben soruyorum bu tür soruları ona. neyse biraz kendimi çekmek en doğrusu gibi görünüyor şuan.

spor arkadaşıma gelince, o gün birlikte spora gittik. herzamankinden farklı bişey olmadı. bana karşı bişey hissediyor olabilir diye saldırmadım kendisine, soyunma odasında orasına burasına bakmadım. bana bakışlarından da bi anlam çıkarmadım. su akar yolunu bulur zaten. varsa aramızda bişey vardır ve çoğalır. yoksa da şüphe bitince kendinden yokolur merak. öyle çadır testi falan dediğime bakmayın. bi insanı kaybetmek riski varsa işin içinde ve karşı hakkında çook net bişey bilmiyorsam cesur şeyler yapamam. benimki öylesine aklıma gelip giden düşünceler. hatta bi kısmı buraya yazarken aklıma gelen şeyler. yani uygulamada biçok insandan daha korkağım :)

ayrıca ben kendimi duygusal konularda çok başarısız bulmuyorum. insanların özellikle homoseksüel his taşıyan insanların günübirlik, haftalık yada aylık sevgili değiştirdiği bi ortamda yada birine sevgilim derken bi saat sonra bi başkasıyla olduğu şu zamanda benim hala bişeylere inancımın kalmış olması iyi bişey. sonuçta öbür türlüde denedim zamanıdna. aynı gün içinde birden fazla insanla bile seviştim ama bu beni mutlu etmedi. bazen sabırla bazen aceleci şekilde düzgün ve karşılıklı yaşanacak bişeylerin peşinden koşmak, bazen kendi kabuğuma çekilmek ve acı çekmek daha hoşuma gidiyor. gerçi bu ara bi halka içinde başa döner gibi oldu yaşadıklarım ama sanırım bi çizginin dışına çıkmamakta güzel bişey. sınırların var enazından. hem belki bigün belki çok yakında, doğru şartlarda ve doğru kişiyle çizgilerin kuralların olmadığı özel bişeyler yaşarım. ama dediğiniz gibi aceleye gerek. su aksın biraz, yolunu bulsun.

sevgiler...........

foto=flickr, peter kurdulija

6 yorum:

  1. Seçici ve sınırlarının olması kendi gözünde değerini de artırır. Bu da iç huzuru getirir..az şey değildir hani !

    YanıtlaSil
  2. hahaha tabi ya! ben yine şarkılara bırakayım yorumu...
    The world is full of refugees
    They're just like you and just like me
    But as people we have a choice
    To end the void with all its force
    So don't forget or don't pretend
    It's all the same now in the end

    Dünya hakemlerle dolu
    Ve onlar senin ve benim gibi
    Fakat insan olarak bir seçim hakkımız var
    Anlamsızlığı bütün kuvveti ile yok etmek için
    Öyleyse unutma ya da öyle imiş gibi davranma.
    Sonunda her şey aynı yola çıkıyor çünkü...
    ;)

    YanıtlaSil
  3. böyle aceleci davranmadıkça ve duygusal açıdan yoğunlaştıkça yaşamak istediğin ilişkilere ben inanıyorum ki yakında aslında burda da çok açık bir şekilde belirtemediğin ama kafanda olan doğru kişiye ulaşıcaksın. diye düşünmekteyim - yada düşünmek istemekteyim.

    şimdilik adsız.

    YanıtlaSil
  4. Bir önceki yazına gelen yorumlardan sonra bu son yazını okuyunca aynen neyfa'nın yorumu geçti aklımdan.. Dünya gerçekten hakemlerle dolu ve ne zaman hızlı bir çıkış yapmak istesek sert bir düdük sesiyle irkilip olduğumuz yerde kalakalıyoruz.. Yazdıklarından anladığım kadarıyla sen de kırmızı kartla oyun dışı kalmaktansa oyunu rölantiye almış görünüyorsun.. Bence bu kadar çabuk pes etme..
    Unutma hayat düşündüğümüz kadar uzun değil. Hayatı ıskalama lüksümüz yok bizim!.

    YanıtlaSil
  5. crazywomenrosemary, kesinlikle. katılıyorum.

    neyfa, herşey oluruna varıyor. hakemler müdahale etseler de.........

    şimdilik adsız, teşekkürler iyi dileklerin için.

    cem, hiçbişeyden vazgeçmiş değilim ama aceleci de sayılmazdım. sadece cümlelerde kendimi tam ifade edemedim yada yanlış ifade ettim, onu düzelttim. dün nasıldam bugünde öyle devam ediyorum hayata.

    YanıtlaSil