4 Eylül 2010 Cumartesi

açlık ve muhtaçlık

dün çok sevdiğim bi arkadaşım iftara davet etmişti, ordaydım tüm akşam. oruç olmasanda gidip herkesle ezanı beklemek güzel hakkaten. o açlıkla yemeğe saldıran insanları izlemek, yemekten sonra tatlı yerken yapılan sohbetler falan.

bugün bende orucum. çünkü bugün ramazan'ın son haftasonu ve ben evde olmak zorundayım. birazdan yola çıkarım bursa'ya doğru. ama sorun şu, akşam bişey yememiştim gece kalkarım diye. saati de duymamışım hiç. şimdi aç susuz nasıl dayanırım onu düşünüyorum. gerçi insanlar 30 gün buna dayanıyorlar. neyseki sonunda annemin harika sofrasında doyacağımı biliyorum. şimdi en sevdiğim şeyleri hazırlıyordur kadın.

bu arada dün arkadaşlarla fitre zekat konuları açıldı. ben o konuları aileme bıraktığım, ben sadece bana düşen parayı onlara verdiğim için bunları pek düşünmüyorum aslında. ama muhtaç üç beş insandan bahsettiler. bi de çok zor durumdaki bi öğrenciden. duyduklarıma içim sızladı. öğrenciye yardım edebileceğimi söyledim, bahsi geçen eşi ölmüş bayanlardan biride temizlik işlerine gidiyormuş. direkt para vermek yerine evimi temizlik bahanesiyle bana gelebileceğini ve katkım olabileceğini söyledim. gerçi pek sevmiyorum evime başkalarını sokmayı ama güvenilir biriyse sorun etmem. zaten temiz biriyim, yorulmaz da..

iş ortamımda pek bu tür şeyler konuşulmaz. herkes bulunduğu güzel şartların tadını çıkarır. ama ben pazartesi bi kaç samimi iş arkadaşıma açayım bu konuyu, biraz canlarını sıkayım. belki anlayış gösterir, onlarda destek olurlar. ramazan vesilesiyle güzel şeyler olur.

7 yorum:

  1. ne güzel düşünmüşsün.direkt para olarak vermeyip onun gururunu incetmeme düşüncesi de ayrı bi incelik bence.

    YanıtlaSil
  2. şimdi bakıyorum da o kadar uzaklaştım ki bu manzaralardan... belki Ankara'da yönetimin etkisini daha çok yaşanıldığından, neyse nedense neden ama uzaklaştım iyice. onun yerine kendim yardım kampanyaları düzenlemek veya yer almayı tercih ediyorum,, adına da dinsel herhangi bir sıfat koymuyorum. bu şekilde bulduğum his beni daha yakınlaştırıyor. bir takım yeme içme vs alışkanlıklarını uygulamak anlamsız benim için. müslümanım diyemem.

    YanıtlaSil
  3. belki topa tutulabilirim de ama susmak istemiyorum nedense, dinlerin şimdiye kadar icat edilmiş en güçlü toplumsal silah olduğunu düşünüyorum... biraz yaralıyım bu konuda herhalde gezgin olduğum dönemlerde karşılaştığım manzaralardan. o sana söylediğim makalat kitabında bir hikaye vardı: bir dergah da bir dervişin bazı hareketleri diğerlerinin gözüne batıyormuş, şeyhe gittiklerinde: onun yaptıkları size yasaktır ama ona değil demiş.. belli bir algıya ulaştığında ritüeller anlamını yitiriyor herhalde.. ben o algı ne ise ona ulaşmış değilim elbet hatta o ezoterizme göre en alt basamağında bile değilimdir, öğretiyi almadığıma göre ama pek bir düşünürüm bu konuyu: nesimi gibileri.. minnet eylemeyenleri...

    YanıtlaSil
  4. yani tabir-i caiz ise ben allaha inanan bir dinsizim.. ve bu, bu konuda kendimi içine oturtabildiğim yegane kimlik...

    YanıtlaSil
  5. ya bi,sn harıka bı ınsansın ya,ck sewıorum snı:) keske herkes senn kadar duyarlı dusuncelı olsa ya:( hosçşkl dusuncelı sewımlı adam.

    YanıtlaSil
  6. bad-ı saba, sadece empatik olmaya çalışıyorum bu konularda. teşekkür ederim.

    ahmet alper, ev temiz :) her anlamda :))

    neyfa, deist olmak boşvermişlikten yada dini ritüellerden kaçış içinse pek saygı duyamıyorum ama başka sebepleri varsa anlayabiliyorum. benimde hayatımda dinlerle sorunlarım oldu. en çokda eşcinsel hislerimin yaşanmasını yasaklayan bi dinde olmamdan ötürü. ama şimdi kafamda bazı şeyler daha az çelişkin haldeler ve sanırım senden farklı düşünüyorum dinlerin silah gibileşen konumu konusunda. insanın din olmasada başka şeyleri silah gibi kullanabildiğini gördüm çünkü. ırk, cinsiyet vesaire. ama dediğim gibi görüşünede saygım var.

    adsız, :)) hoşça kal sen de :)

    YanıtlaSil