15 Ağustos 2010 Pazar

karmakarışık

ben bugün yanlış bişey yaptım sanırım. daha doğrusu yanlışmı değilmi tam olarak bende bilmiyorum.

şems aramıştı öğleden sonra. bu sefer gerginlik yaratmadan açtım telefonu, konuştum. nasılsın iyimisin derken oruç tuttuğumu söyledim. "yaaaa" diye uzun bi hayret etti ve bunu duyduğuna sevindiğini söyledi. sonra dün akşam konuştuklarımızı düşünüp düşünmediğimi sordu. kırıcı gelebileceğini bilsemde oruçlu yalan söyleyemedim. "düşünmedim" dedim. biraz durdu, sanırım içlendi cevabıma. ben teşekkür eder, kapatır diye beklerken tekrar sordu dün akşamki sorusunu. bian içimden onu görmek istediğimi hissettim ve hiç düşünmeden "tamam görüşelim" dedim. bu akşam sultanahmet'de birlikte iftar yapmayı teklif etti. açıkçası iki yıldır ramazan'da o atmosferi yaşamadığım için bu teklifine evet dedim.

saat 6 gibi çıktım evden. bi gittim kıyamet kopmuş gibi kalabalık orası. meydanın karşısındaki parkta buluştuk. saçlarını kestirmiş, asker gibi olmuş tanıyamadım önce. ben tabi o günkü kadar sıcak olamadım ilk anda. ama o hiç bişey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu. iftara kadar hem yürüdük biraz sohbet ettik. açlık ve susuzluğumu unuttum o sırada. sonra boş biyer bulduk oturduk iftarımızı açtık. kalabalığın içine karışıp tatlı aldık bi köşede oturup onuda yedik. o biraz müsade isteyip namazını kıldı geldi. bende kalabalığı seyrettim biraz. çocukları özellikle. ne kadar mutluydular. ben dalmışken bu düşüncelere geldi arkadan, omzuma dokundu hafifçe. irkildim ama çok hoşuma gitti. kalkıyordum tam, elini tekrar omzuma atıp yanıma oturdu. "dua ettim ikimiz için de" dedi. ben tabi şaşırdım "ikimiz için" lafına. "ne diye dua ettin" dedim. "allah bize hayırlı olanı versin, bizi bu imtihanda kaybettirmesin" dedi. söylediğinden ona göre bu hislerle yaşıyor olmamız sadece bir sınavmış gibi algıladım ve böylemi düşündüğünü sordum. uzun bi açıklama yaptı. beni tatmin edecek kadar uzun. sohbetin arasında bi yerde "benden neden yardım istediğini" sordum. cevap versin diye bekledim ama ağlayacak gibi oldu, dudaklarını sıktı. kafamla "evet, bi cevap bekliyorum" der gibi yaptım. "çok yalnızım" dedi ve sustu. yüzüm ona dönüktü ama o an bende yüzümü kalabalığa döndüm. bundan cesaretle konuşmaya başladı. "benim gibi değerleri ile bu hisleri arasında kalmış inançlı biriyle arkadaş kalabilirsem daha huzurlu hissederim sanmıştım" dedi. yine dayanamayıp araya girdim "yanıldınmı" dedim biraz öc alır gibi bi sesle. "evet, yanıldım. inançlıda olsa herkesin aynı hevesle yaşadığını görüyorum. herkes birbirinin kalbinden çok tenine dokunma derdinde" dedi. "ben bile" diye ekledi. "peki benle neden tekrar konuşmak istedinki, bende tenine dokunmak istemiştim" dedim. "sen öncesinde bana sarıldın, sanki bi dostum gibi sanki kardeşim gibi yıllardır görmemiş gibi sarıldın. o anı hatırladıkça daha fazlasını istediğini anladım. bu yüzden ısrarla seni tekrar görmek istedim" dedi. ben ne diyeceğimi bilemedim. hani oruç açmış iki adam, cami avlusunda böyle şeyler konuşmanın verdiği utanma falanda gitti üzerimden. tek istediğim ordan kaçmaktı. biraz daha konuşsa kendimi tümüyle ona bırakacağım gibi hissettim. eli hala omzumdaydı, buna rağmen kalktım ayağa. "gidelimmi" dedim. "tamam" dedi. otoparka kadar eşlik etti bana. arabaya binerken vedalaşayım diye öpüşmek isterken bana sarıldı ve ağlamaya başladı. epey tutmuştu kendini zaten. öyleki gözyaşları boynuma akıyordu resmen. ben o an titremeye başladım. iyi hissetmesi için bende sıkıca sarıldım. erekte olduğum için çekinmiştim ama onunda erekte olduğunu hissettim. zor tuttum dudaklarına yapışıp öpmemek için. allahtan kendine geldide bende sonra pişman olacağım bişey yapmadım. arabaya atladım geldim.

gelip duş falan aldım ama hala olayın şokundayım.

biliyorum uzun yazdım belki kimse okumayacak ama olanları paylaşmazsam olayın ağırlığıyla kötü bi gece yaşarım diye detayları bile anlattım.

böyle işte. hani blogun adına yakışır bi durumdayım. karmaşık. hemde karmakarışık. ve en kötüsü ne yapacağımı bilmiyorum.

13 yorum:

  1. Okuyan var. Senin için bir ışık, bir yol gösterici, bir sakinleştirici istiyorum karşına çıkarabilecek olandan. Önüne çıksın ve sen onu tanı.

    Keşke elimizden fazlası gelseydi kafası karışık, hep dalgalanan artık durulmak isteyen güzel adam.

    YanıtlaSil
  2. Okuyor ve herşeyin hakkında hayırlısı olması için dua ediyoruz. Umarım alacağın kararlardan pişman olmazsın.

    YanıtlaSil
  3. allah yardımcın olsun valla ne diyeceğimi bilemedim...
    son cümleleri okurken yüzüm buruştu istemeden:))
    ben alışamıcam sizin bu durumlarınıza...

    YanıtlaSil
  4. Ne olur Şems'e kızma! onun neler hissettiğini gayet iyi anlıyorum ve gerçekten bu boktan durum insanı zamanla tüketiyor, yavaş yavaş içini yiyip bitiriyor.ben de yaşıyorum onun yaşadıklarının aynısını. hani fuzulinin bi lafı var ya konuşsam tesiri yok,sussam gönül razı değil; diye aynı çelişki.ve bu belirsilik insanı gerçekten öldürüyor.

    YanıtlaSil
  5. okurken içim sızladı,kndımı tutmasam aglıcaktım.ya ck duygusal be,ramazanda sultanahmette ıftar yapan ıkı hisli adam.hele dua etmesı.... off off,hepımız benzer karmasıklıklar ıcındeyız..hayrlısı olsn.ama ck yalnızmıs ya,gorusun bnce.

    YanıtlaSil
  6. ayyy yine herkes duygusala bağlamış. Şems yine canı istediğinde çekip gidecek üzülen Ali olacak. Bu kadar duygusallık iyi deği.
    Üstelik sen yeni kızla görüşmüyormusun. NE diye şemsin teklifini kabul ediyorsun. Bu defa can yakan sen mi olacaksın. Ya kız senden hoşlanırsa. Umut verici davranıyorsun kıza biliyorsun değil mi?

    YanıtlaSil
  7. neden şems ile ahmet, mühendis kız ile izmirli arasında bir benzerlik, ruhsal durumlarda da bir paralellik kokusu alıyorum bilemem. Evveli vakti ile bir gün bir kafede oturuyordum. Karşımdaki masada oldukça dertli görünen birisi... Ne yapayım diyordu arkadaşına. (Çatışmanın nakarat cümlesi. Arkadaşı beni çok şaşırtan bir şey söyledi: "Sana her şeyin bundan sonra daha iyi olacağını söylemek isterdim ama biliyor musun ileride de bunları yaşayacaksın." O an çatışmalı olan mı ben mi daha çok dondum bilmiyorum... Dondum çünkü durumun aynası o sözdü.. Yeniden derken aynı şarkının hep farklı varyasyonunu söyleyen kişi, yeniden sabır dilerim sana..)

    YanıtlaSil
  8. karşına "tam da aradığım gibi biri" dediğin kimse çıkmadıkça, böyle idare edenler, ya da sana o an için kendini yalnız hissettirmeyenlere karşı hissettiğinden daha yoğun şeylerle bağlıymışsın gibi geliyor.. umarım karşına seni gerçekten anlayan biri çıkar.. tüm bu güzel hislerini karşılıklı paylaşacağın, sana badirelerle veya oyunlarla gelmeyen, yormayan, seni olduğun gibi seven ve kabul eden biri..

    YanıtlaSil
  9. dine yakın insanlara neden güvenmiyorum:) işte bu yüzden.
    oruçtan-namazdan sonra seninle bu konulara girebilir.bunda bir sey yok.buna tek başına takılmam ama?
    öncesindeki tavırlarıyla beraber süzdügümde yargım:güvenmemek olur.
    bence ramazanın geçmesini bekleyebilirdi.anlattığı kadar dindarsa? din onu tutabilmeliydi.neye göre, kime göre ,hangi göreceye göre çok dindarsa artık:)ama ilgi -hoşlanma -belki aşk belki sevgi..
    adı her neyse :) hiçbirsey buna engel olamadı.:)olamaz:)
    bu yuzden 2 yuzluluge gerek yok.
    dindarsan bunu yaşıyorsan başkalarını aşagılamaya hakkın yok.
    bu mlsf sonradan ogrenebilecek birsey dgl.bu dusuncesi hep dvm edecek mlsf.bunun dısında yani şemsi dinden sıyırınca..belki cok duzgun bir adam çıkacaktır ortaya.bunu yaşayıp görebilirsin.
    ama lutfen dikkat et.ilişkide gel gitleri çok olabilir.seni dinden sogutabilir.bilemiyorum bu kadar dindar biriyle daha önce birlikte oldun mu?ben her iki cinslede bu durumu yaşadım mlsf.oldukça zorlu süreçlerden geçtim.bu yüzden bu konuda seni uyarmak istedim.
    geçerken ugrayan yazdı.

    YanıtlaSil
  10. b., biliyorum okuyan ve ses verenleri. ama uzun yazınca sıkacağım diye korkuyorum bazen.

    umarım dediğin gibi durulurum bende doğru bir insanda. bunu çok istiyorum artık.

    sena'nın düş bahçesi, çok teşekkür ederim. umarım herşeyin hayırlısı olurda bende pişman olmam yaşananlardan.

    gencbiranne, aslında alıştın biliyomusun. eskiden ne gürlerdin bana. şimdi daha bi anlıyosun beni sanki. kızmıyosun :)

    YanıtlaSil
  11. bad-ı saba, evet en kötüsüde bu durumun seni tükettiğini farketmek yada düşünmek. dediğin sussam bi türlü anlatsam bi türlü. umarım iyi olur herşey.

    adsız, özür dilerim. kimseyi uzmek aglatmak değil amacım. sadece paylaşmaya ihtiyacım vardı. paylaştım.

    çilek, sen de sevemedin bu şemsi. aslında ben büyüttüm belkide yanlış anlattım adamı. kıza gelince onu üzmek değil amacım. bende güzel bişey ortaya çıkarmı diye şansımı deniyorum. o kadar.

    neyfa, sanırım kadın ve erkekte tip olarak yada kişilik olarak beğendiğim kalıplar var. ama izmirli biraz bu kalıpların dışında gibi. farklı biri gerçekten. ama ahmetle şemsin benzerliğini bende farkettim. hatta şemsle ahmete benziyo diyemi görüştüm diyorum kendi kendime.

    bu arada anın aynı film sahnesi gibi olmuş. severim böyle cümleler kurabilen arkadaşların hayatımdaki varlığını.

    YanıtlaSil
  12. gera, öylemi diyosun. bunlar dönemlik şeylermi diyosun :( ben böyle düşünmeden yaşamaya çalışıyorum. yoksa karşıma cıkan kimseye bişey hissedemem.

    gecerken ugrayan, dinle alakasi yok. ama dinle ilgili insanların kafalarında daha çok soruları olduguna bende eminim. daha çok tereddütleri var. şemsin beklemeyişine gelince, ben iki yüzlülük olarak algılamadım. burada yazamadığım bişeyler daha anlattı. sanırım bunları hemen paylaşması gerekiyordu. yoksa ramazanını berbat edecek şeylerdi onun için. ben rahatsız olmadım. onun tekrar hata yapmasına açığım. bu beni dinden yada inandığım değerlerden soğutmaz. ona din görevlisi gibi değil iyi bir insan olarak bakıyorum sadece. ama uyarın için teşekkürler. benzer gözlemler ve tereddütlerim oluyor inançlı insanlar hakkında.

    coach, ten uyumu mu? ne kasdettiğini anlamadım aslında. ama kastın karmaşıklık ise evet. o konuda benle senle yarışır düzeyde biri şems :)

    YanıtlaSil