22 Ağustos 2010 Pazar

oluruna bırakmak ve empati

yolun yarısına yaklaşmışım ama hayatı sanki yeni yeni öğreniyorum. kendimide yeni tanıyor gibiyim. dün yaşadıklarımın ardından tek hissettiğimin mutluluk olması düşündürdü beni. normalde kendimi tecavüzcü coşkun gibi yada aceleci falan hissetmem gerekirdi ama hissetmedim. sanırım artık muallak durumlardan hoşlanmıyorum. hayatımda olan şeylerin net olmasını yada hiç hayatımda olmamasını istiyorum. şems'le olanda böyle bişeydi. tamam içimde biriken cinsel arzuların etkisini inkar edemem ama en azından dünkü sevişmeden sonra birbirimizi ne kadar istediğimizi görmüş olduk. öyle oturarak, bakışarak, aralarda dokunarak geçmiyor hayat. dindarda olsan geçmiyor, inançsızda olsan. herkesin, hele hele 30ları görmüş herkesin düzenli bir cinsel hayata, birine bağlanmaya, birini sevmeye ve aynı kişi tarafından sevilmeye ihtiyacı var. bu kadın olsun, erkek olsun, biseksüel yada homoseksüel olsun, herkes için böyle. benim için de böyle.

artık durmadan ben ne yapıyorum diye sorgulamak istemiyorum, çünkü bunu yapmaktan yaşamayı unutuyorum bi süre sonra. hele hele başkalarının yerine düşünmekten hızla vazgeçmeliyim. empati güzel ama bi yere kadar. mesela şems beni hala aramadı ama çok kurmuyorum kafamda, vardır kendince haklı sebepleri. biraz düşünüp beni arayacak biliyorum. elimizden bişey gelmeyen konularda fazla düşünmemek daha iyi sanırım.

7 yorum:

  1. vay be, ne hareketli bi hayatin var.hic bi monotonluk gormuyorum. snn hic canin sklmiyodur ha :D

    YanıtlaSil
  2. küçük bir öneri.. http://gayislam.blogspot.com/ İslam dininin eşcinselliğe bakışını bu blogtan öğrenebilirsin..
    unutma en doğru karar verdiğin karardır..
    mutluluklar.. yüreğine iyi bak..

    YanıtlaSil
  3. ben de buna çok küçük ekleme ile katılıyorum bak. en doğru karar verdiğin ve uyguladığın karar.. yandaşların yanında her karar doğru karşıtların yanında her karar yanlış olur çünkü... dünya demeyeyim de günlük yaşam bu kadar derinlikten uzak bir boyut)

    YanıtlaSil
  4. ne yaptıgını sende bilmiyorsun bence. abuk sabuk kişilerle günü gecirme telaşındasın. hayat bu mu? senin düzgün konustugun kimse yok mu?

    YanıtlaSil
  5. Bu siteye yprum yazan bayanlar:
    Bir eşcinsel, baskın hetero ortamda "Nasıl olsa beni engelleyecekler ya da reddedecekler", "İstenmediğimi zaten bliyordum." duygu ve düşünceleriyle doludur. Tahammül, tolerans ve hoşgörü arasındaki nüanslar gereği kanaatimce bi, gay, lez, tr'ler bile aynı cephede oldukları halde anlaşmakta zorlanabilirken, eşcinsel olmayan biri olsa olsa eşcinselliğe büyük ölçüde tahammül eder, kısmen de tolere eder, ancak hoşgörmez. Hetero bir kadının bir eşcinsele duyduğu yakınlığa dairse çok şey söylenebilir, en klaik prototipse şöyledir; kimi kadın Kadınlığına Dair Güvensizliğini başka bir biçimde ödünlemeye ve erkekleri baştan çıkararak gücünü kanıtlamaya çalışabilir. Bu, Çapkın Baba Modelini benimsemiş veya Annelerinden çok Bunalmış kadınlarda daha sık görülür. Bu tür davranışlar erkeklere karşı bir Zafer Kazanma ögesini taşıdığı gibi, Ulaşılamamış Baba Sevgisini arayan küçük kız davranışlarını da içerebilir. Erkekleri baştan çıkarma eğilimi, erkeklere yönelik bir Öfkenin yanısıra sürekli bir ilişki içerisinde Zedelenme Korkusundan da kaynaklanabilir. Bu tür kadınlar Erkek Eşcinselliğine karşı büyük bir ilgi geliştirirler. Bu, babalarında baştan çıkarıcı davranışlar görülen kadınlarda daha belirgindir. Hadımlaşmış bir erkeğin varlığının erkeklere yönelik Sadizmlerine doyum sağlamasının yanı sıra, bir erkeği hadımlaştırma eğilimlerinin gerçekleşmiş olduğunu görmekten ötürü duyulan Suçluluk, bu tür erkeklere yakınlık göstermelerine sebep olur. Bu durum aynı zamanda özdeşleşmeyi de içerir. Edilgin eşcinsel erkek, cinsel organından vazgeçmiş olmakla, böyle bir organa sahip olmayan ama sahip olanlara karşı öfke ve imrenme yaşayanların safına katılmıştır. Velhasıl kelam eşcinsel insan heteroların ruh dünyasındaki karmaşada bir nesneye dönüşmüştür. Bence de hetero kadının eşcinsele dönük "ilgi ve sevgi halleri" makul bir kuşkuyu haketmektedir.

    YanıtlaSil
  6. :) siteye yorum yazan, bunu bugün abartmış bir hetero bir "kadın" olarak diyeceğim odur ki: kuşku iyidir, sevilesidir, güzel mimardır. Daha sevilesi olan ise sevgidir: İnsanları kuku sever, pipi sever diye ayırana kadar sadece "sevgi"ye, kukuya pipiye böceğe köpeğe yani yaşayanlara yöneltilmiş sevgiye saygı göstermek...
    "kuşku bizi basite götüren yoldur." demiş Protagoras, sonra da eklemiş: "karmaşık hale getiren kuşku değil, insanın içinde uyuyan kurttur."

    YanıtlaSil
  7. ozge, uzaktan göründüğü kadar kolay ve sürprizlerle dolu bi hayatım yok. ev iş spor dışında bir iki yeni insan tanıdım o kadar. ben yine yalnızım.

    gayyor, takip ettiğim bloglardan. bazı yazılar bana hitap etmesede okumaya çalışıyorum. sağol link için

    neyfa, evet belkide bi uyduruyoruz bazı şeyleri. herşey gördüğümüzden kolay aslında.

    adsız, hayat ne sence? hem düzgünlük ölçün nediir?

    hem bu nickin altına bi isim sallasan, ayırt etsem adsızları.
    aynı kişimi anlamıyorum.

    adsız, söylediklerinin bilimseyl dayanağı ne düzeydedir bilmem ama bazen ufak bir merak bile sana hiç istemeyeceğin şeyleri yaptırabilir.

    neyfa, adsız'ın uzun ve ilginç yorumu ardından yazdıklarına bayıldım. bizim kafamız uyuşuyo mu ne :)

    YanıtlaSil