2 Ağustos 2009 Pazar

tercih meselesi 2

kafamda hala aynı soru var.
"biseksüellik bir zaman sonra yerini homoseksüelliğe yada heteroseksüelliğe bırakıyor" genellemesinin doğruluk derecesinin ne olduğu.

ya aslında insanlar tür tür. cinsel açıdan kastediyorum. eğer sayısal bi analoji kurarsak; diyelimki heteroseksüellik 0(sıfır) olsun, homoseksüellikte 1(bir).
tam 0 olan kişiler hiç bi şekilde hemcinsine cinsel arzu taşımayan kişiler. sanırım mevcut hayat en çok bu kişiler için yapılanmış ama gördüğüm kadarıyla sayıları 5-10%u geçmiyor.
tam 1 olan kişilerde karşı cinse cinsel olarak hiçbişey hissetmeyenler oluyor. bunlarda bence şanslı kişiler. çünkü istediklerinde netler. yani ne istediklerini biliyor öyle yaşıyorlar. (yada yaşayamıyorlar baskın sebepler yüzünden) bunlarında yüzdesinin aynı oranlarda 5-10%larda olduğunu düşünüyorum.
0ile1 arasında olan kişilerse en zor durumda olan insanlar. eğer cinsel eğilimleri ondalık derecelendirirsek, 0.1-0.2-0.3-0.4-0.5-0.6'ya kadarki gruptakilerin çoğu birkaç eşcinsel deneyim sonrası yada böyle deneyim bile kazanmadan evlenerek toplumsal hayata adapte olabilirler. hatta bazıları(özellikle 0.1-0.2 grubuna girenlerin çoğu) eşcinsel taraflarını asla farketmeden bile yaşayıp ölebilirler. ama 0.7-0.8-0.9(hemcinsine olan cinsel arzuları karşı cinse olandan çok çok fazla) olan kişiler hayatın sunduğu standart ile kendi arzularının yoğunlaştığı ilişki şekli arasında kalırlar. bu arada kalmak kişiyi yıpratmakla kalmaz üstelik ya yalnızlaştırır yada seksopat adamlar haline getirir. hayat bunlar için cidden zordur. çünkü hep bir içmücadele içindedirler.
tahmini olarak insanların 80%inin 0ile1 arasında olduğunu düşünüyorum. ama tabi farklı yerlerinde.

bide bence bu oranlar tabiki yaşanan tecrübelerle değişen ve gelişen şeyler. yani birisi hemcinsiyle asla unutamayacağı güzellikte cinsel süreç yaşamışsa 0.1'lerde(kendini nerdeyse full heteroseksüel sanan biri) iken 0.5'lerde bir yerde durabilir. veya aksi durumda oluşabilir. 0.9'larda (kendini nerdeyse full homoseksüel sanan) biri karşı cinsle yaşayacağı güzel cinsellik sonrası ibre o tarafa kayabilir. ama tabi bu dediğim örnekler 0 ile 1 arasındaki kişiler için.

tüm bu anlattıklarım işin cinsel tarafı. duygusal tarafı içinde benzer bir 0 ve 1 analojisi kurmak lazım. çünkü cinsellikle duygusallık tamamen paralel işleyen şeyler değiller. sadece karşı cinsi arzulayıpta onlarla duygusal bir sürece giremeyen insanlar vardır. yani cinsel açıdan 0 olan biri beri duygusal açıdan 0.5lerde olabilir. bende kendimi bu iki analojideki istisna tiplerden biri olarak görüyorum. şuan itibariyle cinsel açıdan 0.3lerde, duygusal açıdanda 0.8lerde olduğumu düşünüyorum. cinsel açıdan bir kadın beni daha çekerken neden erkekler derseniz, sanırım elde etmek isteyince onlara ulaşması ve uzatmadan hayatından uzaklaştırması daha kolay olduğundandı derim ama şuanda aylardır her iki tür seks yaşamışlığım yok. duygusal olarak ise aslında ahmet'ten önce 0.5lerde hiçkimseye baglanmayı düşünmeden duruyordum öylesine. ama herşey onunla epey bi değişti. hani bi başka erkeği böyle sevebilirmiydim bilmiyorum ama onunda bir erkek olduğunu düşünerek kendime duygusal konum itibariyle 0.8'lerde bi puan verdim. birde güzel bi ilişki yaşıyor olmama rağmen aralarda bazı kadınların o kadınsı hallerinin içimi hoplatabilmelerini hesaba katarak 0.9 demedim.

tabii tüm bu derecelendirmelerin üstünde bişey var: SEVGİ
sevgi cinsiyeti olmayan bişey. o nedenle asıl ölçünün cinsel ve duygusal eğilimlerin oranlarından çok sevginin şiddeti olması gerektiğini düşünüyorum.

önemli not= bu yaptığım şeyler genelleme gibi görünsede değil. sadece bugüne kadar yazıştığım binlerce insanın samimi hikayesinden bi çıkarımdı, bide kendi gözlemlerimden. size saçma gelebilir. saygı duyarım.

fotoğraf=deviantart, templanza

8 yorum:

  1. cinsel açıdan baktığımda herzaman 1-0 arasındayken. ama hiçbir zaman 1 ya da 0 olmadan.

    sevgi açısından baktığımda 1 ve 0ı çok güzel sağlamışım zamanında..

    demekki sevgi baskın eleman.

    YanıtlaSil
  2. blogunun ilk yazılarında bir yorum yapmıştım.biseksüellik ilgimi çekmişti ve bunu anlatan birisi olduğu için de sevinmiştim.senin gibi biseksüelliğini yazan birkaç blog yazarı daha var.ve sizin sayenizde biseksüellik konusunda bilgileniyorum.attığım yoruma gelince biseksüelliğin homoseksüaliteden daha mı kolay yoksa daha mı zor olduğuydu.şimdi bu yazınla birlikte kendim için olmasa da diğer tanıdığım insanlar için bazı sorulara cevap buldum.biseksüelliğin bazı yönlerinin homoseksüellikten daha zor ve bahsettiğin gibi seçim yapılması gereken durumları olduğu için daha karmaşık bir olay olduğunu anladım.zor değil.karmaşık.zaten blogunun başlığı da ona gönderme yapar gibi biseksüel-karmaşık.

    "tercih meselesi" diye bahsettiğin cinsel olgu insanlar için gerçek.bu hayatın getirdiği bir durum ve insanlar ya da toplum bunu kabul etsin ya da etmesin bu duyguları hissederken kontrol mekanizması denen bir şey yok.dediğin konuda alfred kinsey'in araştırmaları var.bunu çok önceden beri biliyordum.geçen günlerde gaykedi bundan bahsetti.linkini vericem okumak istersin diye.aslında gaykedi verse daha iyiydi ya neyse.bu denilen cinsel çeşitlilik tablosu çok doğru bir tespit.bunu kendi hayatında da tecrübelemişsin.senin buna ek olarak yaptığın cinsel yönelimin her zaman duygusal tarafla uyuşmadığı olduğu.bu da kafama yatan bir şey.bu tespitin kinsey cetvelinin devamı gibi :) yazının sonunda da dediğin gibi her şeyin üstünde sevgi var.ve eğer bu gerçekse bu sevgi birçok şeyi seçimi yıkmaya yada yaratmaya başlıyor.bu şeyleri yaşayarak görüceksiniz.umarım her şey sizin istediğiniz gibi olur.

    YanıtlaSil
  3. ah linkleri unutmuşum :)

    http://gaykedi.blogspot.com/2009/07/cok-cinsel-seksoloji-bilimini-kurucusu.html

    bir de cinsel yönelim :)

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Cinsel_y%C3%B6nelim

    YanıtlaSil
  4. sela öncelikle
    uzun zaman oldu seni burda görmeyeli. blogunuda silmişsin zaten.

    verdiğin linkleri okudum. bu konuda araştırma yapmamıştım. ki o cetveldeki aseksüel azınlığı benim analoga dahil etmemişim diye hayıflandım şimdi. evet seninde katıldığın gibi cinsel derecelendirmeden farklı olarak duygusal tercih derecelendirmesi lazım bence. mesela aseksüel olan biri tamamen karşı cinsten hoşlanabilir.

    sevgiye gelince. çok şey söylenebilir hakkında ama herzaman yetersiz kalır. sevgi olmayacak şeyleri olduran, olacak şeyleri imkansız hale getiren bişey. bu tabloları altüst eden bişey.

    sevgiler ;)

    YanıtlaSil
  5. Sevgi tüm cetvelleri, grafikleri, tabloları gerçekten de alt üst edebilecek bir güce sahip bence. Kişinin sevgi içindeyken yaşadığı duygusallık da, cinsellik de bambaşkadır bence. Yani sevgiden uzak bir cinsellikle sevgi içindeki cinsellik kıyaslanamaz bile. Biseksüel olan kişilerin sanırım cetveldeki yerlerini tespit edip ona göre sağlam bir karar vermeleri gerekiyor...

    YanıtlaSil
  6. ben her zaman yorum yazmasamda sürekli olarak seni takip ediyorum.diyecek birkaç sözüm olduğunda yorum yapmayı tercih ediyorum.blogumu sildim.çünkü kendime göre bazı nedenlerim vardı.zaten doğru dürüst birşey yoktu.asıl ben sana sormalıyım.zamanında neden birden kendi blogunu sildin.hatta kendi blogumda neden böyle yaptığını filan yazmıştım.bir daha göremesem de ahmetle sana mutluluklar dilemiştim yazımın sonunda :)

    senin yazınla beraber birkaç yazı daha okudum cinsel yönelim konusunda.aseksüelliğe gelince daha seksoloji biliminin en muğlak konularındanmış.aslında cinselliğin kendi başına bir muamma olduğunu düşünürsek pek de yadırgamamalı.

    bu konuyu bir tercih olarak düşünmemekte fayda var.eğer böyle yaparsan ahmetle ilişkin zarar görebilir.farkında olmasan da.yaşadığın şeyi bir seçim olarak görüp kendini sorgulamana gerek yok.(diyene de bak.her şeyi sorgulamaktan bitap düşmüş bir insan var karşında :)olduğu gibi yaşamaya bak.ama yine de bu senin hayatın.kesinlikle yorum yapma hakkına sahip değilim.neyse sana da sevgiler :)

    YanıtlaSil
  7. silmiştim işte ne biliim :)
    ya aslında ben şuanda içinde bulunduğum durumu tercih olarak görmüyorum. bu sürece gelene kadar olanlarıda asla sorgulamadım. belki yazarken öyle görünüyor olabilir ama biz onunla yanyana iken yada telefonda asla bunları konuşmuyoruz. sohbet ve muhabbet akıyor kendinden, bizde içinde değişiyoruz. ama bu değişim hep iyi yönde. mutluyum. mutluluğunda tercih edilmeme gibi bir alternatifi yok.

    iyi temennilerin için sağol.
    sevgiler ;)

    YanıtlaSil