20 Temmuz 2009 Pazartesi

gitme, gitme kal bu şehirde

şimdi geldim eve. daha dogrusu gidip geldim.
akşam buluştuk arkadaşla yine aynı saatlerde. yemek şu bu işlerini dışarda yaptık. sonra ona "bize geçelimmi" diye sordum. nezaketen bi soruydu ve o akşamki şehvet dolu öpüşme ve önsevişmeden sonra "yok buralarda takılalım" demesini bekliyordum. ama "tamam" dedi, beni şaşırttı. beraber evin yakınındaki markete uğradık gelirken. içecek ve çerez aldık biriki. meyvede bitmişti, o seçti taze taze :) kendi ödedi zorla hepsini. eve girdik, poşetleri mutfağa bıraktık, bana "sen git ben bişi yapcam" dedi :)) meraktan çatlayarak salonda takıldım. canım benim yaaa, özene bezene bi meyve salatası yapmış bana. bende defalarca izleyip sıkılmadığım bi filmi taktım dvdye muhtemelen izlememiştir diyerek. tom hanks ile meg ryan'ı ilk buluşturan film, "sleepless in seattle". "you have got mail" filmine benzesede bence daha sıcak ve içten. başladık izlemeye. koca masum çocuk yanıma oturdu ama aklımdan enufak kötü bişi geçmedi. sadece elini tuttum. öyle 15 dk falan geçti. kendi tenime dokunmak gibiydi. sonra ummadıgım bişi yaptı. başını gögsüme dayadı, sağ eli hala sol elimdeydi. saçlarını kokladım, çok güzel kokuyordu. dudaklarım değiyordu saçlarına. sağ elimle saçlarına dokundum yine. yüzüne dokundum korkutmadan. parmaklarım hafif hafif kaşlarını gözlerini alnını yanaklarını dudaklarını dolandı. dizimdeki bi kedi gibiydi. bi yandan filmi izledik, biyandanda yanyana güvende huzur dolu olmanın tadını çıkardık. o an son 5 yıldır yaşadıklarım geçti gözümün önünden. hayatımdan gelip geçen kadınlar erkekler. hangisi bana bu güven ve huzur verdi diye düşündüm. hangi sex beni şimdiki kadar mutlu yapabilmişti. cevap bulamadim. ben böyle yine dalmışken düşüncelere dudagımdan öptü yaramaz bi çocuk gibi. :) kafasına vurdum hafifce, sırıttı. filmi izledik sonuna kadar. film bitti bi elim saçlarında bi elim diğer elinde oldugundan kumandaya uzanamadım. oan herşey durdu sanki. "gitmeliyim" demek için dogrulmak isterken birden kollarımı kastım, sıkıca sardım onu. çok sıktım hemde. oan onu orda içime çekip saklamak istedim. yada oanın bi resmini çekip duvarıma asmak ve mutsuz olduğum zamanlar bakmak istedim. sahne kafamda kazındı adeta. ama sonuçta yinede gitti. yarın başka biyere davetliymiş, görüşemiycez. cuma akşamda ankaraya dönüyor. gitmeden 10 dk bile olsa görüşme sözü verdi. ama gidecek işte. bu fikir bile bana acı veriyor şimdiden. :(

tarih= 31 mart 2009

2 yorum:

  1. merhaba,
    abi bu yaziniz da bitirdi beni ya,
    yeminle gozlerim doldu okurken.Neden bu kadar etkilendim blogundan bilmiyorum ama gercekten farkli seyler hissediyorum,yazmistim size daha once de zaten.Etkiliyo yani yazilarin beni.Sizin tanismaniz nasil olmustu,neler yasamistiniz,ilk gunler nasildi? diye sorsam cok mu saygisizlik yapmis olurum acep?:)
    Guzel yazilarinin devamini bekleyenlerdenim abi, uzaklardan selamlar...

    YanıtlaSil
  2. selamlar koray

    tanışmamız çok özel olmayan bi sitede olmuştu. çünkü ordan çok saçma şeyler yaşamıştım. ama o gün seks falan düşünmeden öylesine girmiştim. sitede kişisel mesaj kısmıma doğum günüm olduğunu yazmıştım. normalde onun şehrinde olmasamda ilk siteyi açınca gördüğü onlinelardan "bugün dogum günüm" yazan mesajımı görünce dogum günün kutlu olsun diye bana mesaj yazdı :) sonraki günde onun dogum günüymüş :) sitedeki mesaj hakkımız bitene kadar msn vermeden yazıstık:) sonra ben verdim artık. öyle başladı. 6 ay sadece yazıştık. hiç önemli bişi düşünmeden. tanıyınca herşey değişti işte. o kısmıda yazdım.

    öyle işte. öyle :P

    YanıtlaSil